Baraba Tatarları’nın, 12. ve 13. yüzyıllarda, Batı Sibirya’nın, Ural Dağlarının batısında yaşayan Kıpçak kabilelerinin soyundan geldikleri sanılmaktadır. 13. yüzyılda Cengiz Han’a, daha sonraları 15. yüzyılda Sibir Hanlığına bağlandılar. Moğollar ve Sartlar ile ticari ilişki kurdular. Bölgedeki Samoyed ve Ugrian gruplarından vergi aldılar.

Sibirya’da Ob ve İrtiş ırmakları arasında, yer yer ormanlıklarla kaplı bozkırlık bir sahadır. Bugün de yaygın olan rivayetlere göre Tura Şibanlıları veya Tura Özbekleri hanı Bek-Kondu neslinden Murtaza Han oğlu Küçüm Han (1563-1598), bu bölgede bulunan Türkler’e Baraba adını vermişti. Bu halk rivayeti muhtemelen Küçüm Han zamanında Rus Kazakları’na karşı yapılan mücadelenin destanî edebiyata akseden bir yakıştırmasıdır. Baraba kelimesi Bar-apa adındaki bir Kıpçak boyunun günümüze kadar gelen adı olmalıdır. Zira bu bölgenin eski halkı Kıpçaklar’ın bir boyunun Toksaba (Toksu-apa) olduğu bilinmektedir. Bölgenin Baraba olarak adlandırılışı ise XVIII. yüzyıldan itibaren Rus istilâsından sonraki devrelere uzanır. Daha önceki Altın Orda ve Özbek Hanlığı dönemlerine ait yerli kaynaklarda Tay Boğa Yurdu veya Tura Yurdu şeklinde geçen bu bozkırların bilinen en eski adı, Sabir Türkleri’ne nisbetle Sibir veya Sibirya idi.

Rus askeri güçleri bölgeye 1595 yılında girdilerse de, sonradan geri çekildiler. Buna rağmen bu istila Baraba Tatarları’nı yerlerinden ederek onların daha kuzeydeki Baraba bozkırlarına ve daha kuzeydeki bataklık bölgelere doğru yürümelerine sebep oldu.

Barabalar 17. yüzyılda Kazaklara tabi idiler. Ruslar 18. yüzyılda tekrar bölgeyi işgale başlayıp, 1722 yılında ilk askeri kalelerini kurup, bölgeye “sürgün” köylüleri yerleştirmeye başladılar. 1840-1850 yılları arasında bu yerleştirme işi en yüksek boyuta ulaştı ve Baraba Tatarları kendi vatanlarında azınlık durumuna düştüler.

1822 yılından itibaren Baraba Tatarları ağır vergiler altında ezilmeye başladılar. Bu “ağır vergilendirme” 19. yüzyıl boyunca sürdü.

1919 yılından itibaren, yeni Sovyet yönetimi ağırlığını hissettirmeğe başladı. 1930 yılından itibaren, arazilerine, sığır ve at sürülerine devletçe el kondu. Devlet çiftlikleri (rusça:Совхо́з; Sovhoz) kuruldu.

İslamiyet, Batı Sibirya’da 18.yüzyılda yayılmaya başlamıştı. Baraba Tatarları (erkekler), hemen her köyde bulunan cami okullarında, mollalar tarafından 4-5 yıllık eğitime tabi tutuluyorlardı. Okur yazarlık bir hayli yüksekti. 19. yüzyılda Tatarlar, Batı Sibirya’daki en eğitimli kişilerdi. 1928 yılına kadar Arap alfabesi kullanmışlar (kısa süre Latin harfleri de kullanılmıştır). Bu tarihten sonra da zorunlu olarak Kiril alfabesine geçmişlerdir.

Bütün bunlara rağmen Barabalar, bugüne kadar Terene, Tarı, Kölübü, Kargalı, Langa, Lüvey gibi oymak adlarını muhafaza etmişlerdir.

Günümüzde bölge dışında yaşayan “özerk” Tatar topluluklarından temin ettikleri ders kitabı, roman, gazete, vs. ile kültürel hayatlarını sürdürmeye çalışmaktadırlar.

Nüfus

1926 yılında yapılan nüfus sayımına göre: Tümenliler 22.636; Tobollular 32.102; Tarlıklar 11.517; Buharalı ve Tomlular 11.659 ve Barabalar 7.828 olmak üzere bölgede yaşayan Türk boylarının kişi toplamı 85,442’dir. 1970 yılına ait rakamlara göre bölgedeki bu Türk boyları 194.000 nüfusa sahiptirler. Basit bir oranlama ile Baraba’ların 1970 yılında yaklaşık 16.700 kişilik bir topluluk olmaları gerekmektedir. Bugün (2002) bu rakamın Türk nüfus artışı olan yıllık %o 25 hesabıyla 37.000’e ulaşmış olması gerekir. Ancak bir başka kaynakta “Baraba’ların nüfuslarının, 1979 yılında 8.000 civarında olduğu sanılmakta” denilmektedir. Bu rakam esas alındığında da günümüzdeki (2002) nüfusları yine yıllık Türk nüfus artışı olan %o 25 hesabıyla 14.000 kişi olmalıdır. Sayıları ister 37.000 ister 14.000 olsun, Baraba’lar bölgeye sonradan yerleşen RusUkraynalı ve Tatar (İdil Tatarı) halklar arasında azınlık durumuna düşmüşlerdir.

Bugün Baraba bozkırları olarak adlandırılan bölge 117.000 kilometrekarelik bir yüzölçüme sahip olup burada çok soğuk bir kara iklimi hâkimdir. Bölgede zengin petrol ve doğal gaz yatakları vardır. Nüfusu 1949 sayımında 500.000’den fazla idi ve yörede dağınık bir yerleşme görülmekteydi. Halkın çoğunluğunu sonradan buralara yerleştirilmiş olan Ruslar ve Ukraynalılar teşkil eder. Ayrıca daha önceki devirlerde Volga bölgesinden göç etmiş olan Tatar Türkleri de burada yaşamaktadır. Bu bölgede yaşayan Barabalar çiftçilik, besicilik, balıkçılık ve kürkçülük ile geçinirler.

Dil

Konuştukları Türkçe, İdil Tatarları ve Altay-Xakas lehçelerinin benzeri, Batı Sibirya’da konuşulan Tatarca‘dır.

19 yüzyıl sonlarına kadar dillerini korumuşlar. 1930 yılından sonra, bölgede çoğalan Rus yerleşimci ve idarecileri yüzünden Rus dilinin etkisi altında kalmışlardır. Bugün gençler Rusça’yı daha akıcı konuşurlar. Sosyal ve kültürel hayatta Rusça hakimdir. Anadil ise, yaşlı kuşaklar arasında günlük hayatta kullanılmaktadır.Kategori

DNA Haritam tarafından Türkiye’ye özel satışa çıkarılan Genetik Köken Testi’ni satın almak için tıklayınız.