Başkurt ya da Başkırt denilen Türk Topluluğu, günümüzde Rusya sınırları içinde yer alan ve Sibirya’ya bir hayli yakın konumda bulunan bir Türk topluluğudur. İsimlerinin Başkurt olarak ortaya çıkmasını bazıları Türk mitolojisindeki Bozkurt figürüne bağlarken, bazıları da Beş Ogur sözcüğünden türediğini iddia etmişlerdir. Dilleri Başkurtça’dır.
Çoğunluğu Rusya içindeki Başkurdistan’da yaşar. Önemli sayıdaki Başkırt topluluğu Tataristan’da Perm Krai ve Çelyabinsk, Orenburg, Kurgan, Sverdlovsk, Samara ve Saratov oblastlarında bulunur. Aslında bu boydan olan insanların tarih içerisinde farklı bölgelere dağıldığı da olmuştur. Örneğin Rusya’nın haricinde Kazakistan Bölgesi’nde hâlâ yüzbinlerce Başkurt olduğu bilinmektedir.
Avrupa ile Asya’yı birbirine bağlayan Ural Dağları ve Ural (Yayık) Nehri Başkurt Türklerinin ana yurdudur. Çok köklü bir tarihi geçmişi olan Başkurtların sayısı diğer Türk boylarına göre daha azdır. Dünya’da toplam 2 milyon civarında Başkurt Türkü olduğu bilinmektedir. Sayılarının az olmasına karşın geleneklerine sıkı sıkıya bağlı olan Başkurt Türkleri geçmişlerini yaşatmakta kararlıdırlar.
12.yüzyıla kadar Şamanist olan bu Türk topluluğu, Moğollar’ın bir kolu olan Altın Orda Devleti döneminde Müslüman olmuşlardır. Orta Asya’daki pek çok Türk Milleti gibi 17.yy’dan itibaren Rus istilâlarına uğrayan Başkurt yurdu, uzun yüzyıllar boyunca istiklâl mücadelelerine ve isyanlara tanık olmuştur.
Altın Orda hâkimiyetinin bitiminden sonra Yıyın adı verilen bir kurultayda seçtikleri bir başbuğ ve oniki bey tarafından idare olunan Başkurtlar, Ruslar’a karşı defalarca ayaklanmışlar ve bağımsızlıklarını geri almaya çalışmışlardır. Bu ayaklanmaların en ünlüsü Seyit Batır tarafından başlatılan (1664) Seyit İsyanı’dır.
Sovyetler’in dağılmasından sonra da bağımsızlık haklarını arayan Başkurtlar, 1992 yılında sağlanan Federal Antlaşma’ya imza atarak, Rusya içinde özerk (yarı bağımsız) bir devlet olduklarını kabul ettirmişlerdir.
Modern Başkurtlar ortalama olarak% 60 “Batı-Avrasya / Avrupa” genetik bileşenlerine ve yaklaşık% 40 “Sibirya / Doğu Asya” genetik bileşenlerine sahiptir. Başkurdular aslen göçebe pastoralistlerdi. 19. yüzyıl boyunca göçebe yaşam tarzlarından vazgeçtiler (Rus sömürgecilerinin baskısı altında) ve tarıma başladılar. Başkurdular, şimdiye dek Bušxk ‘gibi Başkurdistan’da olan ve onlardan inebilecek olan İran kabilelerine bazı kültürel benzerliklere sahip olduğu düşünülmektedir. Mikhail Artamonov Başkurtların, ilk Binyıl Türk göçleri sırasında kültürel olarak “Türkleşmiş” (dil değiştirme süreci dahil) olan İskit kabilesi Bušxk’ten geldiğini öne sürmüştür.
Avrasya Bozkırındaki Hint-İran halklarının soyu tükenmiş dallarına bağlantılar, 20. yüzyılın başlarından beri bilim adamları tarafından öne sürülürken, Rus dilbilimci Eugene Helimski, bu “soyu tükenmiş Hint-İran şubesinin” “Andronovo nüfusu” olarak görülmesi gerektiğini açıkladı. Başkurdistanlı bir bilgin olan Salavat Gallyamov – bir filolog Nikolai Dmitriev’e atıfta bulundu – Başkurtların ilk olarak Hint-Hint dili konuştuğu hipotezini destekleyen İran’ın Başkır sesbilgisi üzerindeki etkisinin üstlenilebileceğini gösterir.
Tüm paleontolojik ve antropolojik bulgular doğrultusunda Andronovo kültürü Başkurt halkının muhtemel kökeni olarak tahmin edilir. Andronovo Kültürünün Ön-Türkler tarafından kurulduğuna dair bazı kanıtlar vardır. 1970′lere kadar yapılan, Avar Çağı ile ilgili arkeolojik kazılarda çıkarılan insan iskeletlerinde Germen, İslav, İranlı, Fin-Ugor gibi türlü tipler arasında Türk tipinin de (braki-sefal) dikkati çekecek ölçüde olduğu, hatta bazı buluntu yerlerinde, aslî Türk soy’unu temsil eden “Andronovo tipi”ne bile % 10-15 gibi, oldukça yüksek bir nispette rastlandığı tespit edilmiştir.
12. yüzyıla kadar eski Türk dinini koruyan Başkurtlar, Altın-Orda egemenliğinde İslamiyeti kabul etmişler.
DNA Haritam tarafından Türkiye’ye özel satışa çıkarılan Genetik Köken Testi’ni satın almak için tıklayınız.