Farslar (Farsça: فارسی, Osmanlıca: عجم Âcem), çoğunlukla İran bölgesinde yaşayan İranlı bir halktır. Etimolojik olarak Pars (Pers) sözcüğünden gelmektedir. Pars kelimesi Arapçanın etkisiyle Fars haline gelmiştir; Arapça’da bulunmayan P harfi F ile ikame edilmiştir.[5] Arapça’da bu iki ses ortak kapalı a sesi ile verilmektedir. Fars devletlerinin tarihi Ahamenişler ve Sasaniler şeklinde 2550 yıl öncesine kadar uzanır. Farsların dili Farsça, bir Hint-Avrupa dilidir. Tarihi önemi olan çok sayıda Fars şâir ve bilge mevcuttur.

İran’da sa­yı­ca en ka­la­ba­lık olan et­nik grup­tur ve Fars di­li­ni ko­nu­şur­lar. 652’de İra­ni Pars dev­le­ti­nin Arap­lar ta­ra­fın­dan yı­kıl­ma­sın­dan son­ra 13 asır sü­re­sin­ce İran­da Fars kö­ken­li sa­de­ce iki dev­let or­ta­ya çı­ka­bil­miş­tir. Bun­lar: Peh­le­vi Dev­le­ti ve İran İs­lam Cum­hu­ri­ye­ti­dir.

Dil : Fars­la­rın di­li, Fars­ça­’dır. Fars­ça, Gü­ney­ba­tı İra­ni dil ai­le­sin­den ge­lir ve ken­di­si­ne en ya­kın dil olan Ta­cik di­liyle ak­ra­ba­dır. İran’da es­ki­den ko­nu­şu­lan Peh­le­vi ve Or­ta Par­si dil­le­ri, gü­nü­müz Fars­ça­sı­nın kö­ke­ni­ni oluş­tur­muş­tur. 11 ve 12. yüz­yıl­lar­da Do­ğu İran ve mer­kez böl­ge­le­rin­de or­ta­ya çık­mış olan Ye­ni Fars­ça, za­man­la İs­fe­han ve Şi­raz’da ya­yıl­mış ve ge­liş­miş­tir. Ye­ni Fars­ça­nın ede­bi­yat di­li ola­rak Arap­ça’nın ye­ri­ni al­ma­sı Sa­sa­niler dö­ne­mi­ne rast­lar. Bu dö­nem­de ge­li­şen Fars di­li, Şi­raz­lı Ha­fız ve Şirazlı Sa­di gi­bi sa­nat­çı­la­rın elin­de dün­ya ça­pın­da şa­he­ser­ler mey­da­na ge­tir­miş­tir.

Fars­ça, Gaz­ne­li­ler’de, Sel­çuk­lu­lar’da Os­man­lı Dev­le­ti’n­de, ve ayrıca Mo­ğol hü­küm­dar­la­rı dö­ne­min­de Hin­dis­tan’da ede­bi­yat ve şi­ir di­li ol­muş­tur. Bu ge­li­şime rağ­men Fars­ça­nın ko­nuş­ma di­li ile ya­zı di­li ara­sın­da fark­lı­lık­lar ol­du­ğu ve bu fark­lı­lı­ğın kül­tü­rün ge­li­şi­mi­ni en­gel­le­di­ği öne sü­rül­mek­te­dir.

Selçukluların yükselişleri döneminde Farsça, Anadolu’da gelişmeye ve yaygınlaşmaya başlamıştır. Osmanlı döneminde okullarda tasavvuf ve şiir dili olarak Farsça öğretiliyordu. Osmanlı Sultanları çok iyi derecede Farsça konuşurlardı.

Bu dönemde ilginç olan bir olay yaşanmıştı: Etnik olarak Azeri olan ve Azerice konuşan Şah İsmail ile Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim mektuplaşıyordu. Şah İsmail, İranlı olduğu halde Türkçe yazıyor, Yavuz Selim ise Türk kökenli olduğu halde mektuplara Farsça cevap veriyordu. Bu iki büyük kişiliğin neden karşı tarafın dilini kullandığını yorumlamayı size bırakıyoruz.

Fars­ça­nın bir leh­çe­si olan Da­ri di­li 1936’ya ka­dar Af­ga­nis­tan’ın res­mi diliydi. Bu dil, gü­nümüz­de Af­ga­nis­tan’ın iki res­mi di­lin­den bi­ri­dir.

Fars­ça, dev­let ta­ra­fın­dan tam ola­rak des­tek­len­mek­te, eği­tim­de, rad­yo – TV ya­yı­nın­da ve ga­ze­te­ler­de kul­la­nıl­mak­ta­dır. Dev­let iş­le­rin­de Fars­ça kul­la­nıl­ma­sı mecburidir. Ye­rel dil­ler, dev­let iş­le­rin­de kul­la­nı­la­maz.

Fars­ça dili, Arap alfabesinin ka­bul et­me­den ön­ce, Ara­mi, Ma­ni, İb­ra­ni, Peh­le­vi, Yu­nan ve Hint al­fa­be­le­riy­le de ya­zıl­mış­tır. 20. yy.da La­tin harf­le­ri­ne ge­çil­me­si fik­ri or­ta­ya atıl­mış; ama bu öneri ta­raf­tar top­la­ya­ma­mış­tır.

Günümüz Türkçesinde Farsça kökenli kelime sayısının 6 bin civarında olduğu bilinmektedir.
Günümüzde Farsça, basitleştirilmiş bir Arap alfabesi ile yazılıyor. 32 harfli bu alfabeyi okumanın ve yazmanın Arap dilindeki kadar zor olmadığı söyleniyor.

Farsça öğrenmek isteyenler için Ankara ve Istanbul’da bulunan Farsça Öğretim Merkezleri her dönemde kurslar düzenliyor.

İran’daki kah­ve­ha­ne­le­r­de Fir­devs’in Şah­na­me­si’n­den par­ça­lar okun­ma­sı bir ge­le­nek­tir. Bu ge­le­nek sa­ye­sin­de di­lin halk ara­sın­da ge­li­şi­mi hız­lı ol­muş, hal­kın ede­bi­yat zev­ki­nin ge­liş­me­sinde ve es­te­tik kay­gı­lar ta­şı­ma­sın­da önem­li bir et­ken ol­muş­tur.

Fars­la­rın ço­ğun­lu­ğu 12 İmam­lı Şii inan­cın­ı benimser. Fars­lar, es­ki din­le­ri olan Zer­düşt­lükdi­ni­ni, Arap iş­ga­li al­tın­da zor­la de­ğiş­ti­re­rek İs­lam di­ni­ne geç­miş­ler­dir. Aze­ri sultan, Şah İs­ma­i­l’in İran’ı ele ge­çir­me­siy­le Fars kitleler 12 İmamlı Şiilik yerine Kı­zıl­baş­lı­ğı (Ale­vi­li­ği) ka­bul et­me­ye zor­lan­mış, an­cak bun­da ba­şa­rı­lı olu­na­ma­mış­tır. Müs­lü­man ol­ma­yan Fars­lar Ba­ha­i, Zer­düş­ti ve­ya Mu­se­vi di­nin­den­dir.

İran Tarihi
Mitolojik tarih[göster]
Tarihöncesi[göster]
İmparatorluklar devri[göster]
Orta Çağ[göster]
Erken Modern Çağ[göster]
Modern Çağ[göster]
DNA Genetik Köken Testi, DNA Soy Ağacı Testi, Dna Testi, nereden geldim, DNA Soy Kütüğü Testi, DNA dna testi ırk, myheritage dna, myfamily tree dna, Genetik Testi, Ata Testi, dna testi satın al, dna testi fiyat, dna testi ücret, dna etnik köken testi al, dna soy testi satın al, dna fiyat, nereden geldim test al, soy ağacı testi satın al, soy ağacı testi sipariş et, dna testi neredengeldim ücret, neredengeldim güvenli mi, Dna testi nasıl yapılır, etnik köken testi nasıl yapılır, dna testi sonucu nasıl öğrenilir, genetik testi nasıl?, Genetik Köken Testi, Soy Ağacı Testi, Dna Testi, nereden geldim, Alt Üst Soy Testi, Soy Ağacı Test Kiti, Etnik Köken Testi, neredengeldim, neredengeldim com, nereden geldim, soy ağacım net, soy ağacım, soyagacim, ırk testi, etnik köken testi

Terminoloji

Farslarİranlı bir ulustur. Anzan-Güney Elam civarında yerleşiktiler ve başkentleri Sus şehriydi. Arapçada “p” sesi olmadığından Araplarca “Pars/Pers” olarak değil, “Fars/Fers” olarak adlandırılmışlar ve sonrasında da genel olarak bu adla anılmışlardır. Yani anlaşılacağı üzere Fars’lar müslüman olmadan önce bu isimle bilinmekteydiler. Günümüz İranlıların ataları olarak kabul edilirler. Antik İran‘da kurulan en önemli iki imparatorluk Ahamenişler ve Sasaniler, Persler tarafından kurulmuştur.

Tarih

Tarih kaynaklarında II. Sirus’un hakimiyeti, Pers tarihinin başlangıcı olarak gösterilmektedir. Ekbatan’ı ele geçiren Sirus, sonrasında tüm Medya’ya egemen oldu. MÖ 29 Ekim 539 tarihinde Babil’i ele geçirdi ve buradaki tutsak Yahudileri salıverdi.

İmparatorluğun doruk noktası I. Darius döneminin sonuna kadar olan zaman dilimini kapsar. Bu dönemde imparatorluk 20 eyaletten oluşmaktaydı ve bunlar “satrap” denilen valiler tarafından idare edilmekteydi. Anadolu, MÖ 543-333 yılları arasında Pers hakimiyetinde kaldı. Anadolu‘ya Med hakimiyetine son vererek gelen Perslerin, Anadolu’ya kültürel etkileri bilhassa Kapadokya (Persçe: Katpatuka) üzerinden olmuştur.

Yolları yeniden düzenleyerek ihtiyaçları olan tahıl, dokuma, hayvan ve hayvan ürünlerini Anadolu‘dan almışlardır. Ayrıca dünyadaki ilk posta teşkilatını kurmuşlardır.

Perslerin boğazlara egemen olması boğazlardan ekonomik gelir sağlayan İyonyalıların tepkisine neden olmuştur.

İyon şehir devletlerini Pers istilasından kurtarmak için Büyük İskender, Asya seferine çıkar. MÖ 334‘te İssos ve Granikos Savaşları ile Persler yenilmiş ve Ahameniş İmparatorluğu yıkılmıştır. Böylece Helenistik Dönem başlamıştır. Tarihleri boyunca Persler, tüm Anadolu‘nun yerli kültürlerine saygı göstermişlerdir.

Toplumsal yaşam

Antik Pers toplumunda aynı sınıftan insanlar dudak dudağa öpüşerek, astlar ise üstlerinin yanağını öperek selamlaşırlardı. Devlet otoritesini temsil eden kimseler, önünde rengin eğilerek ve bel kemikleri öpülerek selamlanırdı. Topluluk içinde tükürmek, sümkürmek ve akarsuları kirletmek yasaklanmıştı. Ayrıca sokakta yemek yemek de aynı şekilde hoş karşılanmamaktaydı ve yasaktı.

Persler, 36 karakterden oluşan çivi yazısını kullanmaktaydılar. Uzaklık ölçümünde “parasang” birimi, ödemelerdeyse “talent” kullanılmaktaydı. Dinleri Mitraizm ve Zerdüştlük idi.

DNA Haritam tarafından Türkiye’ye özel satışa çıkarılan Genetik Köken Testi’ni satın almak için tıklayınız.