İnguşlar (İnguşça: галгай), Kuzey Kafkas halklarından biridir. Büyük çoğunluğu Rusya‘yla komşu olan İnguşetya’da yaşar. Günümüzde İnguşlar’ın büyük çoğunluğu, Müslüman’dır ve Çeçence ile yakın akraba bir dil olan İnguşça konuşurlar. İnguşlar, Sovyet döneminde Çeçen-İnguş Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti içinde Çeçenlerle bir arada yaşıyorlardı. Sovyetler Birliği‘nin dağılmasından sonra Çeçenlerden ayrılarak İnguş Cumhuriyeti adı ile ayrı bir cumhuriyet oldular.

Kafkasya’nın kadîm halklarından olan ve kendilerini Galgay olarak adlandıran İnguşlar, Çeçenler’le birlikte Vaynağ kökenlidirler. Başlıca İnguş boyları Baloğ, Beğloy, Beştoy, Bulguç, Canbotneği, Doşokloy, Estmirneği, Fergi, Geziknakan, Korgi, Mersoy, Mursağo, Nesirgoy, Ohloy, Oskoy, Pamtoy, Torştgoy, Tultoy, Uççoy, Volkoynahan, Yendi ve Zeçoy’dur. Vaynağ kelimesi “yakın akraba” mânasındaki nahtan türemiştir. Nahları bir isim altında toplamak için çeşitli milletlere ait yazılı metinlerde “nahçamt’yanlar, durdzuki, malhi” gibi adlar verilmiş, daha sonraları “trogloditlave, hamekitlar, duallar” isimleri kullanılmıştır. Ortaçağ dönemi için “Gligvi” ekseriyetle İnguşlar’ın atası olarak tanımlansa da “Kisti” Çeçen-İnguşlar’ın ortak ceddi olarak kabul görmektedir. İnguş ismi ise menşe adı değildir. Şimdiki Kuzey Osetya sınırları içinde Prigorad ilçesine bağlı Tar (İnguş) köyüne izâfeten verilmiş bir addır. Önce Kabartaylar’ın kullandığı bu isim daha sonra Ruslar tarafından da benimsenmiş ve yerleşmiştir.

Kökleri

Bir inanışa göre İnguşların atalarının MÖ 10.000-8.000 yıllarından, Ortadoğu’daki Bereketli Hilal’den Kafkasya’ya göç ettiler. Ali-Yurt ve Magas yakınlarında bulunan ve MÖ 6000-4000 yıllarına tarihlenen çanak ve çömlekler, ayrıca taş baltalar, cilalı taş aletler, kap ve kacaklar, bu yörede çok eskilerden beri yerleşmelerin olduğunu gösterir.

Tarih

İnguşların tarihi Çeçenlerin tarihi ile yakından ilişkilidir. Her iki halkın atalarının “Nakh”lar olduğu kabul edilir. 7. yüzyıl Bizans kaynaklarında Nakhların Kafkas Dağlarının yerli halkları olduğundan söz edilir. Nakhlar, 15. ve 16. yüzyıllarda dağlardan kuzeydeki ovalık alanlara inmişlerdir. 16. yüzyılda kuzey ovalık bölgelerdeki nüfusun çoğunluğu İslam dinini benimsemiştir. Bu kabileler, 18. yüzyılda Çeçen ve İnguş halkları olarak ayrılmışlardır.

İnguşlar, 1810 yılından itibaren Rusların yönetimi altına girmeye başladılar. II. Dünya Savaşı’n sonlarında 23.Şubat.1944 tarihinde topyekûn, Nazilerle işbirliği yaptıkları ya da yapmaları olasılığı olduğu gerekçesiyle Kazakistan ve Sibirya’ya sürüldüler. Bu sırada İnguşların üçte ikisinin kırıldığı tahmin edilmektedir. 1950’lerde, Stalin’in ölümünden sonra, hakları iade edilen İnguşların 1957’de topraklarına dönmesine izin verildi.

Ne var ki bu sırada topraklarına Osetler yerleştirilmiş ve topraklarının bir bölümü de Kuzey Osetya’ya katılmıştı. Ülkelerine dönen İnguşlar, Osetlerin kötü muamelerine maruz kaldılar. Sovyetler Birliğinin Dağılmasından sonra ve Ekim 1992’deki etnik çatışmalar sonrasında Kuzey Osetya’da Prigorodny bölgesinde kendi topraklarında yaşayan İnguşlar zorla yerlerinden edildiler.

Kültür

İnguşlar, daha çok geleneksel kültürüyle zengin bir halktır. Efsaneler, destanlar, masallar, şarkılar ve fıkralar, bu geleneksel kültürün önemli yanını oluşturur. İnguş halkının geleneksel müziği, şarkıları ve halk dansları dikkat çekicidir. Deçkh-paundar İnguşların en ünlü çalgısıdır ve Gürcülerin panduri adlı çalgısını andırır. Halk arasında genellikle kadınların çaldığı ve akordiyona benzeyen kêğıt paondar, diğer önemli çalgılarıdır.

DNA Haritam tarafından Türkiye’ye özel satışa çıkarılan Genetik Köken Testi’ni satın almak için tıklayınız.