Iraklılar veya Mezopotamyalılar[16][17][18] (Arapça: العراقيونIrākiyyūn, Kürtçe: گهلی عیراقÎrakîyan), Irak’ın yerel sakinleri ve ülke dışında yaşayan vatandaşlarıdır.[19]
Irak (Arapça: العراق el-‘Irāk; Kürtçe: عێراق Eraq) ya da resmî adıyla Irak Cumhuriyeti (Arapça: جمهورية العـراق el-Cumhūrīyyetü’l-‘Irākīyye; Kürtçe: كۆماريى عێراق Komari Eraq), Batı Asya‘da bir ülkedir. Kuzeyde Türkiye, doğuda İran, güneydoğuda Kuveyt, güneyde Suudi Arabistan, güneybatıda Ürdün, batıda ise Suriye ile sınır komşusudur. Başkenti ve en büyük şehri Bağdat‘tır. Bugün Irak, Orta Doğu’da yer alan stratejik mevkisiyle, sahip olduğu petrol rezervleri ile Körfez‘in önemli ülkelerinden biri durumundadır. Irak bir ara (savaştan önce), Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri‘nden sonra dünyanın en büyük üçüncü petrol rezervine sahipti. Amerika’yla savaştan ve işgalden sonra üretimde önemli düşüşler olmuştur. Fakat doğal rezerv sıralamasındaki yerini korumaktadır.
Irak uzun yıllar Birleşik Krallık’ın hâkim gücü altında idare edilmiştir. Birleşik Krallık’ın 1971’de Orta Doğu’dan tamamen çekilmesi ile bu bölge üzerinde ABD önder güç olmaya başlamıştır. Soğuk Savaş sonrası Orta Doğu’da etkisini artıran ABD’nin Irak’a özel bir politikilgisi vardır. Yakın dönem Irak tarihi ABD tarafından şekillendirilmiştir. [kaynak belirtilmeli] Irak, Orta Doğu‘daki bütün körfez ülkelerinde olduğu gibi hızla gelişmektedir.[6]
Tarihi
En eski şark medeniyetlerinin doğduğu Mezopotamya, 633-642 yılları arasında İslam toprakları arasına girdi. Emeviler ve Abbasilerdönemlerinde, en parlak devresini yaşadı. O zamanlar Bağdat dünyanın en önemli kültür ve ticaret merkeziydi. Irak, 637 yılında Müslümanlar tarafından fethedilmesinden sonra Ali bin Ebu Talib döneminde İslam’ın merkezi hâline getirilmiş ve başkent Kûfe’ye taşınmıştır. Ali ile Emeviler arasındaki Saffayin Savaşı da Irak sınırları içinde olmuştur. Bu savaşın ardında bu bölge günümüze kadar süren farklı mezhep ve etnik grupların mücadelelerine sahne olmuştur. Emeviler döneminden sonra Abbasiler bu bölgeye hâkim olmuş ardından 1055 yılından itibaren Selçukluların hâkimiyetine girmiştir.
1258 yılından itibaren Moğol istilasına uğramış ve iki yüzyıl onların kontrolünde kalmıştır. Tarihî kaynaklar, Bağdat Kütüphanesindeki eserlerin atıldığı Dicle Nehri‘nin günlerce mürekkep renginde aktığı ve binlerce ciltlik kitabı Basra Körfezi’ne taşıdığını kaydederler. Ve telef edilen/yok edilen binlerce kitapla ilimde kaç asır geri gidildiği dikkate değer bir nokta olup aynı zamanda bize Bağdat’ın o günkü ilmî seviyesini gösteren önemli bir husustur.
Daha sonraları Akkoyunluların hâkimiyetine (1444-1467) giren Irak, 1499-1508 yılları arasında Safevilerin kontrolüne geçti. Şiilik ve Sünnilik arasındaki fark Safeviler döneminde belirginleşmiştir. Irak, Osmanlı Devleti ile İranlı hanedanları arasındaki hâkimiyet mücadelesine sahne oldu. Bu mücadele 1639’da Osmanlıların lehine sonuçlanmış ve ülke 1917’ye kadar Osmanlı yönetiminde kalmıştır.[kaynak belirtilmeli]
Abbasi dönemi (750-1258) hariç, Irak başka bir yerde merkezi olan bir imparatorluğa tabi olmuştur (Umaydiler, Moğollar, İlhanlılar ve Osmanlılar) ya da Doğu Akdeniz ülkeleri ile İran arasındaki sınır bölgesini oluşturmuştur.
I. Dünya Savaşı esnasında Osmanlının Orta Doğu‘dan çekilmesine neden olan bazı yerel isyanlar olmuştur. Bu isyanlarda İngilizlerin kışkırtmalarıyla Mekke Emiri şerif Hüseyin bin Ali kullanıldı. Hüseyin bin Ali ve oğullarına Osmanlının yıkılmasından sonra kurulacak olan Büyük Arap Devleti‘nin krallığı vadedildi. Fakat gerçekler söylendiği gibi değildi. Orta Doğu farklı bir paylaşıma sahne oluyordu.
Büyük Britanya, Fransa ile yapılan Sykes-Picot Anlaşması uyarınca Musul’u, Fransızların Verimli Hilal’in (Mısır’da Nil nehrinin suladığı alanı, Levant’ı -bugün İsrail’in bulunduğu yer dâhil- ve Fırat’la Dicle nehirlerinin suladığı alanı kapsar) kuzeyindeki etki alanından uzaklaştırmıştır ve bilahare Milletler Cemiyeti’nin de Filistin ve Irak yönetimini Britanya’ya bir hak olarak tanımasıyla Britanya Nil’den İndus’e kadar kırılmaz bir stratejik üstünlük sağlamıştır.

Akkad alfabesi ile yazılmış Gutiler‘e ait bir tablet.
Sykes-Picot Anlaşması 1916 yılında Fransızlar ve İngilizler arasında bir anlaşma yapıldı. Bu anlaşma özellikle Orta Doğu’nun bugünkü hâline gelmesine sebep olması açısından önemlidir. İngiliz subay Mark Sykes ile Fransız subay François Georges-Picot Kahire‘de bir araya gelerek masa başında Orta Doğu’yu iki ülke arasında paylaştırdılar. Bu anlaşmaya göre yeni yapay devletler kuruldu. Sykes-Picot hattı denilen bu sınırlar, o dönemin koşullarında dünyanın iki büyük emperyalist gücü olan Birleşik Krallık ve Fransa‘nın Orta Doğu‘ya bakış açılarını yansıtmaktadır. Fransız ve İngiliz subaylar bölgenin etnik ve dinsel yapısını göz önünde bulundurmadan sadece kendi çıkarları doğrultusunda harita üzerinde yeni ülkeler oluşturup bazı etnik grupları da parçaladılar. Bu anlaşma sonucunda kurulan devletlerden Irak, Ürdün, Filistin İngiliz bölgesi; Suriye, Lübnan Fransız bölgesi oldu.
Coğrafya
Körfez ülkeleri arasında Irak, Suudi Arabistan ve İran’dan sonra 437.072 km² ile en büyük yüzölçümüne sahip ülkedir. Arap olmayan dünya ile komşu tek Arap körfez devleti Irak, kuzeyde Türkiye, batıda Suriye ve Ürdün, doğuda İran, güneyde Suudi Arabistan ve Kuveyt ile çevrilidir. Irak’ın Körfez ile ilgisi denize çok kısa olan cephesinden kaynaklanır: 924 km² su alanına (kara suları) sahiptir. Bu görünümü ile tipik bir kara devleti olarak Irak, sınırlı bir stratejik derinliğe sahip olan Kuzey Irak’taki dağlık arazi dışında her taraftan savunmasız sınırlarla çevrili ve denize ulaşımı ise yetersizdir. Körfez’in üç büyüklerinden Irak’ın komşuları İran (1.458 km), Suudi Arabistan (814 km), Suriye (605 km), Türkiye (331 km), Kuveyt (242 km) ve Ürdün (181 km) ile olan toplam sınır uzunluğu 3.631 km’dir.
Sahip olduğu petrol rezervleri ve tarıma elverişli toprakları ile jeopolitik öneme sahip olan Irak; Saddam Hüseyin’in etkisi ve bölgede (özellikle Irak üzerinde) hâkim unsur olan ABD politikaları ile de Orta Doğu ve Körfez’in stratejik hassasiyete ve öneme sahip önemli bir ülkesi durumundadır. Ülkede başkent Bağdat’taki Bağdat Havalimanı başta olmak üzere altı adet uluslararası uçuşlara açık havalimanı bulunmaktadır.
IRAK’tan yönler | ||
Suriye | Türkiye |
İran |
Ürdün | KBDG | İran |
Suudi Arabistan | Suudi Arabistan |
Kuveyt ve Pers Körfezi |
İklimi
İklimini irdelediğimizde Irak’ta, soğuk ve kurak kışlar, sıcak, bulutsuz yazlar görülür. Çoğunlukla çöl olması bu sayılan iklimsel sonuçları doğurur. İran ve Türkiye sınırı boyunca uzanan kuzeydeki dağlık bölgeler, yoğun kar yağışı altındadır. Bazen Orta ve Güney Irak’ta sel görülür. Toz ve kum fırtınaları da diğer doğal afetler arasında yer alır. Çoğunlukla geniş düzlüklerden oluşan bir arazi yapısı vardır. İran sınırında büyük bataklıklar görülür.
Biyoçeşitlilik
Irak’ın olağanüstü ekosistemi ve habitat çeşitliliği, ülkede önemli bir tür çeşitliliğinin oluşmasını sağlamıştır. Mezopotamya, üzerinde tarımınyapılmaya başladığı yıllardan itibaren birçok bitkinin anavatanı olmuştur ve günümüzde bu bitkiler Irak’ta yaşayan insanlar tarafından kullanılmaktadır. Irak’ın faunasının çeşitliliği, florasının çeşitliliğinden bile büyüktür. Meşe ormanları, Irak’ın kuzeyindeki Zagros Dağları‘nın büyük bir bölümünü kaplar ve bir ekolojik bölge oluşturur. Irak’ın güneyinde ise kendine has çöl biyoçeşitlilikleri vardır. Bölge ayrıca Avrasyayaban hayatına da ev sahipliği yapar. Serçe, kınalı keklik, bıldırcın, ibibik, güvercin, yaban güvercini, ördek, yaban ördek, bayağı dağ bülbülügibi kuşlar da burada yaşar. Bu yüzden Irak’ın biyoçeşitliliği bölgeden bölgeye değişebilmektedir. Irak’ın kuzeyinde karasal iklim hâkimdir, güneyinde ise çöl iklimi hâkimdir.
Bitki örtüsü[
Irak’ın iklim şartları, kuzeydeki topografik ve dağlık yapısı nedeniyle ülkede bitki örtüsü olarak bozkır ve orman bulunur. Ülkenin kuzeyindekidağlık bölgede kavak, söğüt ve meşe ağaçları bulunur. Güneyinde ise genelde çöl ağaçları olan hurma ve palmiye ağaçları vardır.
Ekonomi
Irak’ın ekonomisini tarım, turizm, alışveriş ve petrol ihracatı oluşturmaktadır.
Kültür
Irak’ın kültürü Mezopotamya kültürü, İslam dini ve geleneksel Arap kültürü etrafında biçimlenmiştir. Buna karşın, Irak çeşitlilikler içinde yüksek bir kozmopolit toplum ve canlı bir kültüre sahiptir. İslam etkisi Arap ve Kürt kültürünün mimari, müzik, giyim, mutfak ve yaşam tarzında görülebilmektedir.
Mutfak
Arap mutfağı oldukça tutulmakta olup ülkenin her yerinde döner lokantalarından Irak otellerinin lüks lokantalarına kadar her yerde bulunabilmektedir. Hızlı yiyecekler, Arap, Kürt ve Batı mutfakları da oldukça popüler olup geniş miktarda bulunabilmektedir. Mutfağın temel malzemeleri kuzu eti, yöresel baharatlar, pirinç ve bulgurdur. Mutfağın temel bileşenleri kebap, etli yemekler ve hamurlu tatlılardır.
Giyim ve kurallar
Irak’ta giyim bakımından bir zorlayıcılık yoktur. İnsanlar istedikleri kıyafeti giyebilmektedir örneğin: yöresel kıyafetler veya Batı tarzı kıyafetler. Irak’ta insanların birçoğu yöresel Arap kıyafeti olan kandura kıyafeti giyerler. Bu giyim biçimleri, Irak’ın çok sıcak ve nemli veya çok soğuk olan iklimine göre değişmektedir.
Demografik göstergeler
2014 yılı nüfus tahminlerine göre Irak, 32.585.692 kişilik bir nüfusa sahiptir.[9] Toplam nüfusun %75-80’i Araplar, %15-20’si Kürtler ve %5’i ise Türkmenler, Süryaniler, Keldaniler, Nesturiler, Asuriler ve diğer etnik gruplara mensuptur.[9][10]
%97’si Müslüman olan halkın %60-65’i Şii Müslümanlar, %32-37’si Sünni Müslümanlardan oluşmaktadır.[9]
Şii Araplar Irak’ın güneyinde yaşarken, Bağdat civarında Sünni ve Şii Araplar, Irak’ın kuzeyinde ise Sünni Kürtler, Yezidiler ve Irak Türkmenleri yaşamaktadır.
Irak oldukça genç bir nüfusa sahip olup nüfusun %55’i 15-64 yaş grubuna, %42’si 0-14 yaş grubuna, %3’ü 65 yaş ve üzeri gruba dâhildir. Ortalama ömrün yaklaşık 66,5 yıl olduğu Irak’ta bebek ölüm oranlarının yüksekliği (%6,2) önemli bir sorundur. Irak nüfusunun %58‘i okuma yazma bilmektedir. Bu oran erkeklerde %70,7’ye çıkarken, kadınlarda %45’e inmektedir. 2000 yılı nüfus artış hızı %2,86 olarak tahmin edilmiştir. Bu itibarla günümüzde Irak’ın nüfusunun verilen nüfus artış hızını dikkate alırsak 37 milyonun üzerinde seyrettiği muhtemeldir.
Irak nüfusu (2014): 36.004.552 kişi.
Dinsel olarak:
%55-60 Şii Müslüman (Arap-Türkmen) nüfus: 17.050.000-18.600.000
%37-40 Sünni Müslüman (Arap-Kürt-Türkmen) nüfus: 11.470.000-12.400.000
%2-3 Hristiyan (Süryani, Keldani, Asuri-Şabak-diğer) nüfus: 620.000-930.000
Etnik olarak:
%51-54 Şii Arap, nüfus: 15.810.000-16.740.000
%20-21 Sünni Arap, nüfus: 6.200.000-6.510.000
%16-20 Kürt, nüfus: 5.250.000-7.000.000[11]
%8-9 Türkmen, nüfus: 2.500.000-3.000.000 [12]
%3 Hristiyan, (Süryani, Keldani, Nasturi, Asuri), nüfus: 620.000-930.000
DNA Haritam tarafından Türkiye’ye özel satışa çıkarılan Genetik Köken Testi’ni satın almak için tıklayınız.