Günümüzde Musevî Türkler olarak tanınan Karai mezhebine mensup topluluklardan birisidir. 20. Yüzyıla girildiğinde Karaî adı, bir Musevî mezhebini hatırlatmaktan çok bir lehçeyi, bir boyu ve toplumu hatırlatır hale gelmiştir. Bugün Karaim ya da Karay denince bir Türk boyu ve Türk dilinin bir lehçesi akla gelmektedir. Hâlen Rusya, Polonya ve Litvanya’da yaşayan ve Hazar-Kuman toplumlarının bakiyeleri olan Karaî mezhebindeki Türklere biz, onların kendi ifadeleriyle Karay Türkleri diyoruz . Karaimler, bugün başta Litvanya olmak üzere, Kırım, Mısır, İsrail, Amerika, İsviçre, Fransa, İngiltere, Belçika, Kuzey Afrika, İspanya, İran, Ermenistan, Kafkasya, Güney Rusya ve İstanbul’da bulunur.

Karay Türklerinin modern tarihlerini gösterebilmek için Kırım’ın siyasî tarihi bilinmelidir. Kırım 1783’te Ruslar tarafından işgal edilmiştir. 1787’de Çariçe Katerina Kırım’a gelmiş, Kırım Hanlığı döneminde önemli mevkide görev yapanları huzuruna toplamıştır. Karay olan darphane emini “Benyamin Ağa” bu karşılaşmada yakınlarıyla Osmanlı ülkesine gitmelerine izin verilmesini istemiş, ancak Katerina bu isteğe hem üzülmüş hem de kızmıştır. Kınm Karaîleri bundan sonra sekiz yıl her türlü hukuk ve imtiyazın dışında bırakılmıştır. Karaîler Petersburg’a bir heyet göndererek şikâyet ve dileklerini bildirmiş, 8 Haziran 1795’de Katerina Karaî mezhebini ayrı bir “din” olarak tanımış, onlara imtiyazlarla birlikte mülkî ve askerî önemli mevkilere geçmelerine izin vermiştir. Karaîlere ayrıca Gözleve’de bir Mahkeme-i Şeriyye ve Ruhanî Reisliği verilmiştir. XVIII. yüzyılda Kırım, Polonya ve Litvanya’nın Rusya’ya ilhakından sonra bu bölgede bulunan Karaîler Rus tebaası olmuştur. Karaî cemaati XIX. yüzyılda ise Rus İmparatorluğu’nun ve Avrupa’nın çeşitli yerlerinde yerleşmeye başlamış, yüzyılın sonunda St. Petersburg, Moskova, Odesa, Harkov, Kişinev, Viyana, Varşova gibi Rusya’nın ve Avrupa’nın birçok büyük şehrine dağılmış, varlığını sürdürmüştür. Rusya’daki Bolşevik ihtilali Karaîleri önemli ölçüde etkilemiştir. Çok sayıda Karaî ihtilalle birlikte Kırım’ı terk etmek zorunda kalmıştır. Komünizmin bölgeye iyice yerleşmesinden sonra Kırım, Litvanya ve Polonya’da yaşayan Karaîler ya Amerika’ya ya da Orta veya Batı Avrupa ülkelerine göç etmiştir. IL Dünya savaşı sırasında çok sayıda Karay Türkü başta Sibirya olmak üzere Sovyetler Birliği’nin çeşitli yerlerine sürülmüştür. IL Dünya savaşı esnasında Nazilerin yaptığı Yahudi katliamında Alman hükümetinin yaptırdığı araştırmayla birçok Karaî, Yahudi-İsrailli nüfus olarak görülmediğinden hayatta kalabilmiştir. Ancak Karaîlerin bir kısmı Kızıl Ordu’da savaşa katılmış, diğer bir kısmı da işgal edilen bölgelerde Almanlarla işbirliği yapmıştır. Savaş sonrasında Doğu Avrupa’da Karaîlerin sayısı önemli derecede azalmış, dini ve kültürel yaşamlarında ise durgunluk dönemi başlamıştır. Hemen hemen bütün mabetleri kapanmış, sünnet uygulaması durdurulmuş, İbranice ve Karaîlerin konuştuğu dili öğrenmede kötüleşme ve bozulma başlamış, gençlerin din eğitimine dikkat gösteren kimse kalmamıştır. Bu yönde uygulamalar 1990 yılına kadar sürmüştür. Komünist sistemin çöküşüyle eski Sovyetler Birliği’nde Karaîlerin dilleri ve kültürel geleneklerinde de bir canlanma olmuş, bu bağlamda Kenesalar açılmaya, süreli yayınlar ve kitaplar yayımlanmaya başlamış, Karay Türkçesini öğrenmeye ve kullanmaya ilgi artmıştır.

Günümüzde Karay Türklerinin nüfusu çok azdır. Şaban Kuzgun tarafından 1979 tarihinde yapılan araştırma sonucu İstanbul Karay cemaatinin sayısı 150 kişi civarındadır. 1992 yılı Ağustos ayında yapılan sayıma göre ise bu sayı 100 civarına inmiştir. Karaylar, XX. yüzyılın başlarında daha çok Hasköy’de toplanmışken, onların daha sonraları İstanbul’un muhtelif semtlerine dağıldıkları bilinmektedir. Günümüzde Karaylar, İstanbul’un Beyoğlu, Nişantaşı, Kadıköy, Bostancı, Fenerbahçe, Çiftehavuzlar gibi semtlerinde dağınık olarak yaşamaktadırlar. İstanbul cemaatindeki bu nüfus azalmasını etkileyen en büyük faktör, cemaat içi evlenme kurallarının çok sıkı olması yüzünden evliliklerin azalmasıdır. Bu faktöre bağlı olarak cemaat içinden evlenemeyen Karay Türkü gençler, çoğu zaman cemaat dışı evlilik yapmaktadır. Cemaat dışı evlenmeler bazen Talmudist Yahudilerle, bazen Hristiyanlarla, bazen de Müslümanlarla olmaktadır. Bu tür evlenmelerde baba Karay ise, doğan çocuğun Karay kabul edilmesi gerekmektedir. Anne Karay, baba Karay değilse doğan çocuk Karay kabul edilmemektedir. Ancak çoğu zaman Karay erkekleri, Karay olmayan bir kadınla evlendikleri zaman o kadının dinine geçmektedir. Yine bu tür evlilik yapmış olan erkeklerin bir kısmı, kendisi Karaî inancından ayrılmasa bile, doğan çocuğu annesinin mensup olduğu dine kaydettirmeyi tercih etmektedir. Bu durum da İstanbul Karay toplumunun nüfusunun azalmasına sebep olmaktadır.

İstanbul’daki Karay cemaatinin dışında bir diğer önemli Karay nüfusunun olduğu yer Doğu Avrupa’dır. 1997 yılının yazında, Karaylar ve Tatarlar Litvanya’ya göçlerinin 600. yılını birlikte kutlamışlardır. Litvanya’daki Karay cemaati, 1989 yılında 289 kişi, 1997 yılında ise 257 kişi olarak kayıtlara geçmiştir. Polonya ortalama 130 Karay Türkünün anavatanıdır. Sovyetler Birliği’nde yapılan 1979 nüfus sayımında, 3.341 kişi kendisini Karay olarak belirtmiştir ve bu nüfusun 1.151’i Kırım’da yaşarken 352’si Litvanya’da yaşamıştır. Karaim nüfusunun neredeyse yarısı Moskova, Leningrad, Kiev, Odesa gibi büyük şehirlerde yaşamaktadır. Küçük grupların Türkiye, Amerika, Romanya, Fransa gibi ülkelere göçü nüfusu fazla değiştirmemiş, günümüze yaklaşık olarak iki binlik bir nüfus Doğu Avrupa’da kalmıştır.

Karayların konuştuğu dil Kıpçak Türkçesi grubuna dahildir. Karay kültüründeki Kıpçak Türk karakteri Güney Rusya’da Kıpçak stepleri denilen bölgede yaşayan Karayların atalarının Türkçe konuşan diğer halklarla karışmış olabileceğini akla getirmektedir.

Günümüzde küçük bir topluluk olan Karayların dilini yeryüzünde konuşanların sayısının 5000 dolayında olduğu sanılır.

Karay dilinin, KaraçayKırım TatarcasıNogay gibi öteki Kıpçak Türkçe lehçeleri ile birçok ortak özelliği vardir. Bu lehçeleri konuşan topluluklar dil dışında ortak gelenekler, öyküler, masallar, koşuklar, yemek adları gibi özellikleri de paylaşırlar.

Karaylar ibadetlerinde Karay Türkçesi konuşurlar. Karay Türkçesinin Troki (Trakay), Kırım ve Haliç-Lutsk şeklinde üç ağzı bulunmaktadır.

Karay dili kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya olan dillerden biridir. Karayca konuşanların sayısı ise 5000 kişiden az kalmıştır.[2]

Bugün Litvanya’da Karay dilini günlük konuşmada kullananların sayısı 50’yi geçmez. Bu sayı Ukrayna’da sekizdir. Polonya Karayları iletişim için artık bu dili kullanmasalar da, aralarında zor da olsa bu dili konuşabilenler bulunur. Kırım’da bugün yok olmuş olan Karay dilini, son yıllarda gençler arasında kitaplardan ögrenerek yaşatmaya çalışanlar vardır.

Litvanya’da bugün Karay dili yalnızca pazar günleri okullarda öğretilir ve 1988’de kurulan “Litvanya Karay Kültür Derneği”nce desteklenir. Ayrıca Karay topluluğu, gençleri ulusal ekinleri ve geçmişleri ile yakınlaştırmak için her yıl gençlik ve kültür bayramı düzenler.

DNA Haritam tarafından Türkiye’ye özel satışa çıkarılan Genetik Köken Testi’ni satın almak için tıklayınız.