Kayı boyu, Oğuz Kağan Destanı‘na göre Oğuzların 24 boyundan, Kaşgarlı Mahmud‘un Divân-ı Lügati’t-Türk eserine göre ise 22 Oğuz boyundan ikincisi. Osmanlı Hanedanı‘nın bu boydan geldiği iddia edilse de Halil İnalcık dahil olmak üzere birçok tarihçi bunun hanedanı yüceltmek için uydurulmuş bir mit olduğu görüşündedir.[1] Reşidüddin‘nin listesinde sembolleri şahin, yani şahinlerin en büyüğü olan akdoğandır. Kayı kelime anlamı olarak güç, kuvvet ve kudret sahibi demektir. Kayı boyunun damgası, iki ok ve bir yaydan oluşur. Babası Gün Han ve dedesi Oğuz Han olan Kayı Han bu boyun ilk atasıdır. Divân-ı Lügati’t-Türk‘te belgeleri; olarak tanımlanmaktadır.[2]
Anadolu’ya gelen boylardan biri olmakla beraber önce Ahlat bölgesine yerleşmişlerdir. Anadolu Selçuklu sultanı I. Alâeddin Keykubad bu sırada göçebe hayatını yaşayan Kayıları; Viranşehir, Halep ve Karacadağ yöresine yerleştirmiştir. Ertuğrul Bey ile Dündar beyler Söğüt ve Domaniç yörelerine yerleşmişlerdir. Söğüt’ü kışlak, Domaniç’i yaylak olarak kullanmışlardır.
Ertuğrul Bey, bu tarihlerde Türkiye Selçukluları Devleti’nin batı sınırında bir ”uçbeyi’ idi.Uçbeylerinin görevi sınırları korumaktı.Ertuğrul Bey, çok ileri bir yaşta Söğüt’te vefat etti (1281).
Kayı Boyu, Osmanlının kuruluş dönemlerinde Evrenos Gazi ve Hacı İlbey gibi beyleri ile balkanların fethinde büyük yararlılık göstermiş, Vardar ovası ve Kaza-i Cuma yöresine yerleşmişlerdir. Evrenos Gazi ve Hacı İlbey’in aileleri bugün bile bilinmektedir.
1. At-Çeken:
Konya bölgesindeki Kayı oymağı, At-Çeken topluluğuna mensup olup, Larende (bugün Karaman) kasabasının doğu ve Ereğli’nin güneyindeki toprakları kaplayan Bayburd kazasında yaşamaktadır. Bu oymağın, H. Bayezid devrinde 260’ı evli olmak üzere 343, I. Selim zamanında, 475 i evli olmak üzere, 680 vergi nufusuna sahip olduğu görülüyor. Diğer taraftan bu Kayı oymağının hemen bütün mensupları sipahi oğulları idiler.
Oymağın bahsedilen zamanlarda elinde bulunan ekinlikleri yani çiftçilik yaptıkları yurdlan (mezrea) şunlardı:
Yassı-Üyük, Erence, Arslanlu-Viranı, İnlü-Viranı Bostonlu, Günü, Karaca-Kaya, Kınık, Gencek adlı ekinlikler de Aksaklu oymağı ile eski zamanlardan beri otura geldikleri yurdları idi. Konya Kayıları’nın 1547 de Kapanlar, Gök-Köy, İbrahim, Divaneler, Gebeciler ve belki de Kayı Hüyüğü adlı köylerde yerleştikleri görülüyor.
Bu Kayı oymağının yaşadığı zamanda Konya bölgesinde, Kayı adlı 6 köy de vardı.
2. Ankara:
Görüldüğü gibi, Ankara sancağında, Kayı adlı 4 yer adı olmasına rağmen, nüfusu çok bir Kayı oymağı yoktur. Bu adda Ankara Yörükleri arasında pek küçük bir oymak vardır ki bu da Kayıcık adlı bir köyde yaşamaktadır4. Bu Kayıcık köyü Ankara ile Ayaş arasındaki, Murtazaabud kazasına bağlı Kayıcık köyü olsa gerektir. XVI. yüzyüdaki bu küçük Kayı teşekkülünün eski ve oldukça büyük bir Kayı oymağının kalıntısı olması muhtemeldir.
3. Hamid (Isparta):
XVI. yüzyılda bir Kayı oymağı da Hamid sancağı’nın Eğirdir kazasında yaşamaktadır. Bu oymağın Kanuni devrinde 118 vergi nüfusu vardı. Aynı sancakta Kayı adlı 5 köy de görülmektedir.
4. Denizli:
XVI. yüzyılda en büyük Kayı oymağı Denizli’nin kuzeyinde yaşamaktadır. Başlıca Kaş-Yenicesi, Aydos ve Şeyhlü kazalarında yaşayan bu Kayı oymağı Kanuni devrinde 35 köyde yurd tutmuş bulunuyordu. Bu oymağın evli vergi nüfusunun 1123, bekar vergi nüfusunun 223 olduğu ve her yıl devlete 42.000 akça vergi verdiği görülüyor. Bu Kayı teşekkülünün oturduğu köylerden hiç biri Kayı adım taşımıyor7. 978 (1570-1571) tarihli bir hükümde bu Kayı Yörüklerinin vergilerinin tahsiline kadıların müdahale etmemeleri emrediliyor8.
5. Menteşe:
İkinci kalabalık Kayı teşekkülü de bu sancakda yaşıyor. Bu Kayı teşekkülü, adı geçen sancağın Köyceğiz-Ayasuluğ (Selçuk) arasındaki köylerinde oturmaktadır. Yavuz Selim devrinde tir (ok) adı ile 14 kola ayrılan Menteşe Kayılan, 892 vergi evine sahip idiler; 1553 tarihinde ise vergi evleri 1034 olarak hesap edilmiştir. Bunların da yurd tuttukları köylerden hiç biri Kayı adım taşımıyor. Lakin aynı bölgede, aynı devirde 6 köyün Kayı adını taşıdığı10 görülmektedir ki, bunlardan hiç birinin adı zamanımıza kadar gelmemiştir.
Menteşe Kayılan doğrudan doğruya Denizli Kayıları’nın bir parçası olsa gerektir. Bunların da, İbn Said’in (XIII. yüzyılın ikinci yarısı) nüfuslarını takriben 200.000 çadır olarak gösterdiği Denizli Uç Türkmenlerinin kalıntılarından olmaları pek muhtemeldir. Menteşe bölgesinde Kayılar ile birlikte Kızıl-Keçili ve Horzum adlı oymakların da yaşadıkları görülüyor ki, bunlardan sonuncu isim, haklı olarak, Harizm’den getirilmiştir.
6. Saru – Han:
Bu sancakta her hangi bir Kayı oymağının varlığına dair tahrir defterlerinde bir kayda rastgelinmiyor. Ancak, XVI. yüzyılın ortalarına alt bir vesikadan bu adda bir oymağın Çoban oymağı ile Karaman-Kayası denilen yerde yaşadıkları anlaşılıyor.
7. Kara-Hisar (Afyon):
Yine başka bir vesikadan bu boya mensup bir oymağın da Kara-Hisar sancağının Sandıklı kazasında yaşadığı görülüyor. 967 (1559-1560) tarihini taşıyan bu vesikada Sandıklı’ya bağlı Kayı oymağının yine aynı kaza dahilindeki bir köy halkı ile Kaplan-Alanı adlı bir yaylak hususunda çekişmekte olduklarından bahsedilmektedir. Bu oymağa da tahrir defterlerinde rastgelinememiştir.
8. Sis (Kozan):
Anadolu’daki sonuncu Kayı teşekkülü Sis (Kozan) sancağı oymakları arasında görülmektedir. 29 evden (hane) ibaret olan bu küçük Kayı oymağı Kutlu Beğ- Hacılu adlı bir teşekküle tabi bulunmaktadır. Defterlerde bu Kutlu Beğ- Hacılu teşekkülü aynı sancaktaki Avşar, Kavurgalu, Ayru-Damlu, Savcı-Hacılu adlı büyük teşekküller gibi, taife kelimesi ile anılmakta ise de, nüfusu pek az olup, ancak 42 vergi evidir. Bununla birlikte bu Kutlu Beğ-Hacılu taifesinin Savcı Hacıluların bir kolu olması mümkündür.
İşte XVI. yüzyıldaki Kayılara dair bilgiler bunlardan ibarettir. Yukarıda araştırmalarımızın bir sonucu olarak, Kayıların XVI. yüzyılda Anadolu’da en fazla yer adına sahip bir boy olduğunu söylemiştik. Bunlar, Oğuzların islamiyetten önceki tarihlerinde mühim bir mevkii olan bu asil teşekkülün, aynı zamanda Anadolu’nun fetih ve iskanında da en büyük rolü oynamış bir boy veya bir kaç boydan biri-olduğunu göstermektedir.
XVI. yüzyılda Anadolu’da bulunan bu 94 Kayı yer adından, İç-İşleri Bakanlığı’nın Türkiye’de meskun yerler kılavuzu adlı kitabında ancak 25 i görülmektedir. Bu Kayı adlı köyden biri de Tekir-Dağ’ında bulunuyor.
9. Hazar-Ötesi Türkmenleri:
Kayılardan bir kol da batıya göç etmiyerek Hazar-Ötesi Türkmenleri arasında kalmıştır. Ebu’l-Gazi’de ve diğer kaynaklarda bu Kayılardan hiç bahsedilmemesi sayılarının az olmasından ileri gelmiştir. Hazar Ötesi Türkmenleri arasındaki Kayılar Etrek ve Gürgen ırmakları boylarında yaşayan Göklen topluluğuna mensup bulunuyor. Bu topluluğun Ali Dağlı koluna bağlı olan Kayılar, 1880’lerde 20 oba veya aileye ayrılmıştı. Bundan başka Ali-eli. arasında da Gay adlı bir oymak görülmekte idi.
Osman Gazi‘nin ağabeyi olan Gündüz Alp (Gündüz Bey) soyundan gelen Amuca Kabilesi (Amucalar), halen Yozgat kadışehri örencik köyü, Kırklareli ve Tekirdağ’ın çeşitli köylerinde, Güneydoğu Bulgaristan’da, Balıkesir’in Ertuğrul köyünde ve Eskişehir Mihalıççık ilçesinde varlıklarını sürdürmektedirler.
NeredenGeldim.com tarafından Türkiye’ye özel satışa çıkarılan DNA Genetik Köken Testi’ni satın almak için tıklayınız.