Kıbrıs Rumları veya Kıbrıs Yunanları, (Yunanca: Ελληνοκύπριοι Elinokiprii) Kıbrıs‘ta bulunan Yunanca konuşan etnik nüfus. Kendilerini Κυπραίος Kipreos (Kıbrıslı) olarak adlandırırlar. Adanın en büyük etnik topluluğunu oluştururlar, adanın tamamını kapsayan son nüfus sayımı olan 1960’taki sayıma göre ada nüfusunun yaklaşık %78’lik kesimine denk gelirler.[6] Kıbrıs Rumlarının çoğunluğu Hristiyanlığın Ortodoks mezhebinden olmak üzere Kıbrıs Ortodoks Kilisesi‘ne mensuptur[7] ve kilisenin başpiskoposu geleneksel olarak cemaat liderleridir.
Tanınmış tarihçilerden Lord Kinross Kıbrıs Rumlarının kökeni hakkında şöyle demektedir:
“Kıbrıs Rumları pek muhtemel Yunanlı değillerdir. Görünüş ve karakter olarak küçük Asya halkı ile daha çok ortak yönleri vardır. Yunanlılar Kıbrıs’ın bazı yerlerini kolonize etmeye gittiklerinde Ada’da Küçük Asya asıllı yerli bir halk bulmuşlardır.
Hangi nesilden oldukları bilinmeyen ve tarihleri başkalarının tarihi olan Kıbrıs Rumları hiçbir Zaman kendilerine hamile olmayan Yunanistan’ı ana ve hiçbir zaman kendilerinin olmayan Tarihini de kendilerinin tarihi olarak görmeyi özlemektedirler.”
Kıbrıs Rumlarının 150 parça gemi ile Perslerle birlikte Yunanlılarla çarpışmaları üzerine devrin Yunan dram yazarlarından Aeshilus (525-426) eserinde Atinalıların Kıbrıslıları hiçbir zaman Yunan olarak kabul etmediklerini belirtmektedir. Zaten Yunanlılar hiçbir zaman adayı ele geçirememişler sadece Salamis’te küçük bir koloni kurmaktan ileri gidememişlerdi. Atina hiçbir zaman Yunanistan’ın bir parçasını teşkil etmemiştir. Sadece Büyük İskender’in İmparatorluğunun parçalanmasından soma Ada Mısır’daki Elen hakimiyetinde bulunan Ptoleme İmparatorluğu ile Bizans tarafından yönetilmişti. Yabancı bir yazarın da belirttiği gibi bugünkü “modem Yunanistan, bu imparatorlukların varisi olduğunu iddia edemez.”
En büyük Kıbrıs tarihini yazan Sir George Hill de, Ada’da Rumca konuşan halktan “Greek” olarak söz etmesinin nedeninin kısaltma olduğunu ve bunun, Kıbrıs Rumları ile Yunanlılar arasında herhangi bir ırk bağı bulunduğu anlamına gelmediğim belirtmektedir.
Öte yandan Ada halkı M.S. 6. yüzyılda Rumca konuşmaya başlamasına rağmen, resmi belgede Rumca dili ilk kez 1450’de kullanılmıştır.
“Bir Kıbrıs tarihi yazan Alman arkeolog Maier, Rumların menşei hakkında şöyle demektedir:
“Kıbrıs Rumları ne kan ne de ırk açısından Yunanlıların varisi değildir. 3000 yıldan bu yana Ada’dan birçok ırklar gelip geçtiği için, ırk sanığından söz edilemez. Rumca dili gibi Ellenistik kültür de Bizans’ın benimsediği Hıristiyan Ortodokslukla hayatın bir parçası olmuştur. Kilise, dinsel ve kültürel birliği sağlamakla, Rumlar arasında bir toplum hissinin temelini atmıştır. Bizans kültürünün temsilcisi olan papazlar M.S. 500’den bugüne kadar, Rumların değişen hükümetlere karşı gösterdiği kararlılığın kaynağım teşkil etmiştir.”
Bizans’tan bu yana Rumlar, Elence konuşmakta ve Yunanlılar gibi Hıristiyan-Ortodoks oldukları için Elen kültürünün etkisi altında bulunmaktadırlar. Bu nedenle Rumlar, bir Anavatan arama peşinde kendilerini Yunanlı olarak görmek istemektedirler. Psikolojik olarak Enosis’in temeli de budur.
M.S.39S’te Roma İmparatorluğunun ikiye ayrılması üzerine Kıbrıs Doğu Roma İmparatorluğu yani Bizans idaresine geçmişti. 6. yüzyılda Bizans’ta Rumca resmi dil olarak kabul edilmişti. Bunun bir sonucu olarak bir Bizans eyaleti olan Kıbrıs’ta da Rumca konuşma ve yazı dili haline gelmişti. Menşe itibariyle Küçük Asya, Mezopotamya ve Suriyeli Levent’in olan Kıbrıs halkı da Rumca konuşmaya ve yazmaya başladığı için, Bizans’ın uzun idaresi altında kendilerini Rum saymaya başlamışlardır. Bugünkü Kıbrıs Rumları bunların devamını teşkil etmektedir.

Tarih
Yunanca konuşan Kıbrıs Rum halkının varlığı, MÖ 1400 yıllarında Miken Uygarlığı menşeli Yunanların adaya yerleşmesi ve Yunan kültürünü beraberlerinde getirmesiyle başladı.[8] Bu tarihten önce, Kıbrıs Rumlarının kökeninin parçası olan Eteokıbrıs halkı adada mevcuttu.[9] MÖ 1400-1050 yılları adada Miken usulü vazolar üretildi. Bu dönemde üretilen çanak çömlekler, adada çok sayıda Miken yerleşimcisinin varlığını gösterir.[10] Arkeolojik kanıtlara göre bu yerleşim MÖ 1400 yıllarında sistematik olmayan biçimde başladı, sonraları duruldu. MÖ 1200 yıllarına gelindiğinde yerleşik koloniler oluşmuş hâldeydi.[11] Pamfilya ve Kıbrıs ağızlarıyla Arkadia arasındaki benzerlik, Yunan göçünün Akhea bölgesinden geldiğini gösterir. Akaların bu kolunun, Kıbrıs’a Dor istilasından önce yerleşmiş bir kol olması muhtemeldir, zira Dor etkisi Kıbrıs Yunancasında gözlenmez.[12] Yunanların adaya edebi gelenekleri getirildiği düşünülür; MÖ 7. yüzyılda yazılan Cypria destanının Kıbrıs kökenli olduğu öne sürülmüştür.[13]
Kıbrıs Rum halkının Yunan kültürel mirası antik dönemden itibaren korundu. İmparator I. Konstantin Hıristiyanlığı kabul etmeden önce, Pavlus, Barnabas ve Markos‘un misyonerlik çalışmaları sonucunda Kıbrıs Rum halkının Hıristiyan olduğu düşünülür. Bizans döneminde Yunan kültüründe Hıristiyan karakter de eklenerek Kıbrıs Rum kültürüne hakim olacak Yunan-Hıristiyan karakter ortaya çıktı. Bu dönemde, Antakya‘nın baskılarına rağmen Kıbrıs Kilisesi özerkliğini korudu.[7]
Bizans döneminde Kıbrıs topraklarını ellerinde bulunduran Kıbrıs Rumu toprak ağalarının toprakları, 1184’te İsaakios Komnenos‘un yönetime geçmesinden itibaren ellerinden alınmaya başladı.[14] Lüzinyan idaresindeki Kıbrıs Krallığı‘nın altında bu süreç devam etti, Kıbrıs Kilisesi’nden de topraklar alındı, Rumlar Latin kökenli aristokrasinin altındaki sınıf hâline geldi. Bu dönemde adada yönetici İtalyan kökenlilerle alt tabaka Rumlar arasında ayrım oluştu. Katolikliği yayma çabası gösterilse de Ortodoks Rum kültürü yaygınlığını korudu.[7]
Kültür
Kıbrıs Rumlarının Yunanistan’la yakın kültürel bağları olsa da, toplumun sadece bir bölümü ayrı bir “Kıbrıslı” kimliğini tamamen reddedip kendisini “Kıbrıs adasında yaşayan Yunan” olarak tanımlar. Tam tersi yönde, Yunanlığı reddedip kendini sadece “Kıbrıslı” olarak tanımlayan bir kesim de vardır. Kıbrıs Rumlarının çoğuysa bu iki görüşün arasında yer alır; Yunan kimliğini kabul etmekle beraber kendileriyle Yunanistan Yunanları arasına net bir ayrım koyarlar. Yunanistan’a farklı derecelerde bağlılık hissetseler dahi, Kıbrıs adasına güçlü bir bağlılık gösterirler. 2000’lerde yapılan anket sonuçlarına göre, “Kıbrıslı” özelliği ağır basanlarla “Yunan” özelliği ağır basanlar toplumda %50’lik iki kesim oluşturmaktaydı. Bununla beraber, Kıbrıs Rumları müzik ve televizyon alanlarında Yunanistan’ı takip ederler, çoğunluğu Yunan futbol millî takımını destekler, Yunan üniversitelerinde eğitim görmeleri yaygın bir durumdur.[15][16]
DNA Haritam tarafından Türkiye’ye özel satışa çıkarılan Genetik Köken Testi’ni satın almak için tıklayınız.