Kosova (Sırpça: Косово), resmî adıyla Kosova Cumhuriyeti (Arnavutça: Republika e Kosovës, Sırpça: Република Косово), Balkanlar‘da yer alan ve dünyada sınırlı tanınırlığa sahip denize kıyısı olmayan bir ülke. Kuzeyde ve doğuda Sırbistan, güneyde Kuzey Makedonya ve Arnavutluk, batıda ise Karadağ ile komşudur. 1999 yılında Birleşmiş Milletler kontrolü altına alınan Kosova, 2008 yılında Sırbistan’dan tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan etti.[7] 2019 itibarıyla 98 ülke tarafından tanınmaktadır.[8] Kosova’nın bağımsızlığını tanımayan Sırbistan, bölgeyi kendisine bağlı Kosova ve Metohiya Özerk Bölgesi olarak kabul etmektedir.

Kosova Türkleri, asli olarak Kosova muhitinde, tarihî devirden çağdaş devre kadar yaşayan, bugünse Türkiye’de de büyük bir nüfus oranıyla yaşayan MüslümanTürk grubudur. Kosova Türkleri tabiri, Balkan Türkleri olarak belirtilen Batı Türk kesiminin, özellikle Osmanlı devri idari taksimatında Kosova Vilayeti arazisinde yaşayagelen Türklerin, bugünkü nüfusunu belirtir.

Kosova tarihi günümüzdeki bağımsız Kosova Cumhuriyeti’nin sınırları içinde kalan toprakların tarih öncesi dönemlerden günümüze kadar uzanan tarihini kapsar.

Kosova’ya tarih öncesi dönemlerde yerleşen ilk Hint-Avrupa halkları İlliryalılar ve Traklardı6. yüzyılın sonlarında Slavlar Kosova’ya yerleştiler. 8501018 yılları arasında Kosova Tuna Bulgar Hanlığı‘nın bir parçası oldu. 13. yüzyılda Sırpların14. yüzyılda ise Osmanlı Türklerinin eline geçti. I. Balkan Savaşı‘ndan sonra Yugoslavya Krallığı‘na dâhil edilen Kosova, 1992 yılında Yugoslavya‘nın parçalanmasından sonra Sırbistan‘ın sınırları içinde kaldı. Ancak Sırbistan hükümeti, bu dönemde Kosovalılarca talep edilen ve nüfusunun çoğunluğu Arnavut kökenli olan Kosova halkının özerkliğini tanımadı. 1990’lı yıllarda Sırbistan hükümeti ve Kosovalılar arasında birçok şiddet olayı yaşandı.

Kosova 1999 yılında NATO tarafından yapılan Kosova Operasyonu sonrasında Sırbistan’dan ayrı özerklik kazandı.ABDAETSırbistan ve Rusya arasında Kosova’nın statüsü konusunda yapılan görüşmelerin çıkmaza girmesi üzerine Kosova 17 Şubat 2008 tarihinde bağımsızlığını ilan etti.

Kosova’da bağımsızlık ilanının ardından, denetim, Birleşmiş Milletler’den Avrupa Birliği‘ne geçti. Kosova’daki Avrupa Birliği temsilciliği, bundan sonra Uluslararası Sivil Temsilcilik adı altında hizmet vereceğini açıkladı. Böylece Birleşmiş Milletler’in de 1999 yılından bu yana Kosova’da üstlendiği yönetim sona ermiş oldu. Kosova’da Avrupa Birliği ülkelerinden 1900 polis ve yargı mensubu görev yapacak. Kosova bu şekilde bağımsızlığını tanıyan ülkeler tarından Avrupa‘nın 50. ülkesi olarak sınıflandırılmıştır.[9]

Tarihçe

Eski tarih

Roma İmparatorluğu’nun zamanında Kosova bölgesi adlandırmalarından biri “Dardania” idi. “Dardania” adlı bu küçük yönetim bölgesinin, bugünkü Kosova topraklarıyla kesiştiği mevkileri vardır. Dardania, “Moesia Superior” adlı eyaletin içindeki küçük bir bölgenin adı idi. Günümüzde Kosova’da Dardanlara ait olduğu düşünülen bazı kalıntılara rastlanmıştır. Kosova’da yaşayan Arnavutların çoğu, kendilerinin Dardanlar ve İlirlerin vârisleri olduklarına inanır. Bu teorinin kanıtı olarak da; insan yapısı, aynı kültür ve dilin konuşulması fikirleri belirtilir. Dardanlar yapı olarak güçlü ve sert insanlar olarak izah ediliyor.

Roma İmparatorluğu devrinde ve bu imparatorluğunun ikiye ayrılması sonrasında Doğu Roma İmparatorluğu sınırları içinde kalan (3. ve 4. yüzyıl) Kosova muhitinde HunAvarBulgarPeçenekUz gibi kavimlerin geçici ve kalıcı yerleşmeleri de söz konusu olmuştur. Slavların bölgeye gelişleri ise, 7. yüzyıldan sonra olmuştur. M. S. 5. yüzyılda Hunların bilhassa Attila önderliğinde birleşerek oluşturdukları devlet döneminde Balkanlar (Kosova’yı da içine alacak şekilde), Hunların geçici ve kalıcı iskânlarına sahne olmuştur.[10]

6. yüzyılda Tuna‘nın kuzeyine yerleşen Avarlar, buraya doğru ilerlemişlerdir. Bu devrin dil ve kültür kalıntılarına dair arkeolojik buluntular, Balkanlar’ın çeşitli bölgelerinde vardır. Doğu Roma İmparatorluğu zamanında Doğu Roma (Bizans) ordusunda ve Doğu Roma topraklarının uçlarına (ki Kosova bölgesi uçlara yakındır) Türk boyları özellikle yerleştirilmiştir. Bundaki amaç, sınır güvenliği, ordu ihtiyacı ve bu boyların merkezden uzak tutulmasıydı. Bugün Kosova’nın Gora bölgesinin dağlık arazisinde rastlanan kayalara kazınmış hâldeki damga şekillerinin, Osmanlı öncesi Türk izlerinden biridir. Bu şekillere dair yapılan dilsel incelemeler, bunların Göktürk Alfabesinin şekilleriyle olan yakınlığına işaret etmektedir. Kosova, Bizans’ın zayıfladığı dönemlerde Bulgarların ve Sırpların egemenliğine girmiştir.

Kosova, Bizans’ın zayıfladığı dönemlerde Bulgarların ve Sırpların egemenliğine girmiştir.[kaynak belirtilmeli]

Arnavut Birliği

1444’te Arnavut ve Karadağ prenslikleri Balkanlar’daki Osmanlı yayılmasına karşı bir askeri savunma birliği oluşturdular. Birliğin kurucusu Arnavut Akçahisar (Kruya) Prensi Gjergj Kastrioti (İskender Bey) oldu. Katolik beyi Gjergj Kastrioti, bir zamanlar Osmanlı devşirmesi olduğu ve Osmanlı ordu bürokrasisinde yer aldığı için İskender Bey adıyla anılmaktadır. Katolik Kastrioti şahsiyeti adı ve kimliği altında günümüzde modern Arnavut kimliği ve milliyetçiliği oluşturulmaya çalışılmaktadır. Bu kimlik de Osmanlı devrinden yakın devirlere kadar gelen Arnavut kimliğiyle örtüşmemektedir.[kaynak belirtilmeli] Birlik Venedik Cumhuriyeti tarafından da desteklendi.

Mart 1444’te İskender Bey o zaman Venedik hâkimiyetindeki liman şehri Leş (Alessio)’da bölgenin en önemli prenslikleri olan Thopia, Muzaka, Ballsha ve Crnojevic aileleriyle bu birliği kurdu. Daha ufak diğer kuzey Arnavut aşiretleri de bu birliğe katıldılar. Osmanlılara karşı mücadele için kendi aralarındaki anlaşmazlıkları bir tarafa bıraktılar. İskender Bey birliğin komutanlığına seçildi. Alınan siyasî kararlarda bütün birlik üyelerinin kabul etmesi şartı vardı.[kaynak belirtilmeli]

1444’te İskender Bey, Osmanlı ordusunu Torviol Ovası’nda yenmeyi başardı. 1450’de Akçahisar’ı kuşatan Osmanlı birlikleri kuşatmayı kaldırmak zorunda kaldılar. 1451’de İskender Bey Napoli Krallığı ile bir ittifak kurdu. 1452’de Osmanlı ordusu Mokrica ve Meçadi’de yenildi.[kaynak belirtilmeli] 1453’te İstanbul’un fethi üzerine Arnavutlar, Napoli, Venedik, Papalık ve Macaristan Krallarından maddî yardım almaya başladılar. 1462’ye kadar Arnavutlar her yıl Osmanlı ordusunu püskürtüyor, ama ertesi yıl Osmanlılar tekrar aynı güçle geliyorlardı. 1460 ve 1463’te yapılan ateşkesler dışında Arnavut-Osmanlı savaşı hiç durmadan sürdü. 1462’de İskender Bey önemli bir şehir olan Ohri‘yi almayı başardı.[kaynak belirtilmeli]

1466’da Akçahisar’ın ikinci kuşatması da Arnavut Birliği’nce engellendi. Fakat aynı yıl Osmanlılar Shkumbin Vadisi’nde Elbasan Kalesi’ni kurmayı başardılar. 1467’de Akçahisar’ın üçüncü kuşatması da birlikçe engellendi.

1468’de İskender Bey’in ölümüyle Leç Ligi zayıflamaya başladı. Venedik’in yardımıyla Kuzey Arnavutlar Osmanlılarla mücadele etmeyi sürdürdüler, ancak Venedik yönetimindeki İşkodra 1479’da Osmanlılarca fetholununca, Arnavut direnişi sona ermese de zayıfladı. Bundan sonra bölgenin tamamı Osmanlı hâkimiyetine girdi.

Osmanlı dönemi

13891913 yılları arasında Kosova, Osmanlı-Türk hâkimiyetinde kaldı. Kosova’nın çok önemli batı-doğu ticaret yolları üzerinde bulunması nedeniyle, Osmanlı yönetimi Venedik’in de kontrolüne yakın olan bölgenin geri kalan kısımlarının aksine yoğun bir devşirme-İslamlaştırma politikasını Kosova’da uyguladı.

Kosova bölgesinde Osmanlı devlet yönetimiyle beraber, Roma devrinden beri sürekli olarak sağlanamayan düzenlilik sağlanmıştır. Bölge, Osmanlı öncesinde buralarda yaşayan Müslüman olmayan Türklerle, Osmanlı Devleti ile beraber artan Müslüman Oğuz Türkleriyle Türklük açısından iyice yoğun nüfuslu bir hâle geldi. 1912 yılı civarlarıyla beraber Osmanlı hükümranlığının kalktığı zamana kadar Kosova’da Türkçe, genel kültürel dil kimliğindeydi. Zaten bölgedeki Türk nüfusu da bunu sağlayan önemli sebeplerin başında geliyordu. Bölgenin Türk olmayan halkları, Türkçe ile hem dinî yönden hem kültürel yönden iyice geliştiler. Bunun neticesinde de Kosova ve çevresi, Osmanlı Devleti’nin önemli bölgelerindendi. Osmanlı idaresi, bölgede yaşayan Arnavutlara, Sırplara da herhangi bir zorlama uygulamadı. Özellikle Arnavutlar, kültürel yönden sıkıntılar yaşamadılar ve bugünlerine geldiler. Arnavutlar, Balkan Savaşlarına kadar Osmanlı Devleti’ne bağlı, kendilerini Türklerden pek ayırmayan bir halk kimliğindeyken, özellikle 1800’lerin ikinci yarısında artan bir eğilimle Osmanlı algısından kısmî kopma istek ve tepkilerini geliştirmeye başladılar. Bunda, Hıristiyan Batı dünyasının ayrılıkçı kışkırtmaları ön planda olmuştur. Bu kopma eğilimi Arnavutluk devletinin kurulmasıyla son hâle geldi. Bugün Kosova’da Arnavutlarla Türklerin ortak yaşayışlarındaki sıcak ilişkiler ve samimiyet de gizli veya açık düşmanlıklar da o dönemlerin ürünleridir.[11]

1878 Rus – Osmanlı Savaşı sonrası Sırplar Kosova’da hak iddia etmeye başladılar. Bu devir, Sırpların bağımsız Sırbistan çabalarının meyve verdiği bir devirdir.

I. Kosova Savaşı

Kosova, I. Murat zamanında 1389 I. Kosova Savaşı’ndan sonra Osmanlı Devleti topraklarına tam olarak katıldı. 5 asırdan fazla Osmanlı idaresinde kalan bölge, 1912‘de I. Balkan Savaşı sırasında Sırbistan‘ın eline geçti.

Sırpların genel algısının Kosova’yı kendi ırklarının önemli yerlerinden biri saymasının sebebinde, I. Kosova Savaşının etkisi çok büyüktür. 1371’de Çirmen’de elde edilen zafer, Balkanlar’ın içlerine doğru ilerleyişin kapılarını açmış olmasına rağmen, Balkanlar’da Osmanlı hâkimiyetini belirleyecek olan hadise, Birinci Kosova Savaşı olmuştur. 28 Haziran 1389’da cereyan eden Birinci Kosova Savaşı’nda Osmanlı’nın karşısında yenik düşen Hıristiyan ittifakının liderliğini, Osmanlı güçleri tarafından öldürülen Sırp Prens Lazar Hrebelyanoviç yapmıştı. Birinci Kosova Savaşı’nı kazanmış gibi davranan Sırplar, 28 Haziran tarihini en kutsal günleri arasında saymakta ve “Vidovdan” adı altında kutlamaktadırlar.

Kosova Savaşı ve etkisi

Birinci Kosova Savaşı’nın Sırp toplumunun psikolojisine yarattığı etki ise yıllarca değil, geliştirilen mitoloji ve efsaneler sayesinde yüzyıllarca sürmektedir. Her şeyden önce Prens Lazar, Sırp Ortodoks Kilisesi tarafından tanrısallaştırılmıştır. Mevcut mitolojiye göre, Birinci Kosova Savaşı’nın arifesinde bir melek Lazar’a seslenerek, “fani çarlık” ile “ilahi çarlık” arasında bir seçim yapmasını istemiştir. Sırplara göre Lazar ilahi çarlığı seçmiştir. Dahası, Lazar ile İsa arasında benzerliklerin kurulduğu da görülmektedir. Genel olarak 1. Kosova Savaşı ve bu savaşta yer alan karakterler hakkındaki Sırp yorumları, Hıristiyan mitolojisindeki olaylar ve karakterlerle karışmıştır. İşte bu sebepten dolayı, Sırplar kendine “ilahi millet” sıfatını yakıştırmaktadır. Diğer taraftan, Türklere karşı yürütülen Kosova Savaşı hakkında yazılan destansı halk şiirleri, en iyi bilinen ve en güzel kabul edilen şiirlerdir. Bütün bunlar ise, Sırpların Kosova’ya “Sırbistan’ın Kudüs’ü”, “Sırp dini değerlerinin ve Sırp medeniyetinin beşiği” gözüyle bakmasına yol açmıştır.

Sırp milletinin şuurunda Birinci Kosova Savaşı, tarihlerinin en önemli olayı olarak yaşamaktadır. Sırplar bu savaş hakkında, okula başlamadan önce, dedelerinden öğrenmektedirler. Sırp devleti daha önce parçalanmış olmasına rağmen, Sırp ve Karadağlılar, söz konusu savaşı, Orta Çağ Sırp Devletinin ölümüne ve “Sırpların Türklerce köleleştirilmesine” yol açan savaş olarak hatırlamaktadırlar.

Tam tarihi bile tartışmalı olan Birinci Kosova Savaşı hakkında kesin olarak bilinenler, çatışmaların şiddetli geçtiği, iki tarafın da ağır kayıplar verdiği, Sultan I. Murad ile Prens Lazar’ın öldüğüdür. Murad ile Lazar’ın tam olarak nasıl ve ne zaman öldükleri hakkında da kesin bilgi yoktur. 18. yüzyıldan itibaren soy ismi “Obiliç” olarak anılmaya başlayan Miloş Kobiloviç (Kobiliç) tarafınca şehit edildiği düşünülen Sultan I. Murad’ın yerine oğlu Bayezid, Lazar’ın yerine ise küçük oğlu Stefan Lazareviç geçmiştir.

Annesi Kraliçe Milica’nın nasihatine uyan Lazarević, sonradan Osmanlı’ya bağlanmayı kabul etmiştir. Sırplar Osmanlı’dan tam bağımsızlığı ancak 1878 yılında elde edebilmişlerdir.[12]

Osmanlı döneminin sonu

30 Mayıs 1913 Londra Antlaşması ile Kosova Vilayeti, Sırbistan Krallığı’na bırakıldı. Kısa bir zaman sonra bölge, yeni kurulan Yugoslavya Krallığı’nın (ilk adıyla Sırp-Hırvat-Sloven Krallığı) sınırları içinde yer aldı.[13]

Yugoslavya dönemi

Sırp, Hırvat ve Sloven Krallığı’nın kısa hükümranlığından sonra II. Dünya Savaşı sırasında İtalya‘nın Almanya‘ya teslim olması üzerine Tito tarafından kurulan meclisçe Yugoslavya 1945 yılında ilan edildi ve monarşi yıkıldı. Bu olaydan sonra Kosova; Yugoslavya’ya bağlı bir eyalet statüsüne geçti.

SSCB‘nin çöküşü ile dağılmaya başlayan ülkeler arasına Yugoslavya da katıldı. Yugoslavya 1992 yılında özerk bölgelerinin bağımsızlığını ilan etmesi ile dağılmaya başladı. HırvatistanBosna-HersekSlovenyaKuzey Makedonya bağımsızlığını ilan etti. Bosna-Hersek’in Yugoslavya’dan bağımsızlığını kazanması sırasında yaşanan eşitliksiz savaş ve Sırp katliamları, Yugoslavya’nın parçalanması sürecindeki en büyük olaylardan biriydi. Kosova bu süreçte, Sırp baskısı ve askeri müdahaleleri sonucunda bağımsızlığına kavuşamadı. 1995 yılında Sırp ordusu Kosova’ya girdi ve birçok sivilin öldürülmesine sebep oldu. 1999 yılındaki NATO Müdahalesi ile Kosova, Sırbistan idaresinden koparıldı.

Karadağ’ın da bağımsız olmasıyla Yugoslavya yapısı sadece bir anı hâline dönüşmüş ve 2003 yılında resmî varlığını kaybeden Yugoslavya Federal Cumhuriyeti, gayri resmî varlığını da kaybetmiştir.

Bağımsızlık ilanı

Kosova’yı tanıyan ülkeler

ABDNATO ve AB, Kosova’nın bağımsızlığını tanıma konusunda hemfikirdir. 2008‘in Şubat ayının 17’sinde tek taraflı bağımsızlık ilan edildi. RusyaYunanistanKıbrıs CumhuriyetiSırbistanİspanya ve Azerbaycan, bağımsızlığa karşı çıkan devletlerdir. Kıbrıs Rum Kesimi ve Yunanistan’ın bağımsızlığa karşı çıkma nedeni, Kosova’nın, KKTC için bir örnek olmasıdır. Azerbaycan, Ermeniler tarafından işgal edilen ve (Ermenistan dâhil) tanınmayan “Dağlık Karabağ Cumhuriyeti”ne örnek teşkil edeceği için Kosova’nın bağımsızlığına karşı çıkıyor. İspanya ise toprakları içinde özerk durumda bulunan Bask Ülkesi ve Katalonya‘nın benzer şekilde bağımsızlık ilan etmesinden korktuğu için Kosova’nın bağımsızlığını tanımıyor. Rusya’nın mazereti ise tam tersine, batılı devletlerin diğer yeni bağımsız olan ülkeleri (AbhazyaGüney OsetyaKKTC vb.) tanımadıkları için uyguladıkları çifte standart. Rusya devlet başkanı PutinKKTC‘nin 40 yıldır tanınmadığı hâlde batılı devletlerin Kosova’yı hemen bağımsız hâle getirmelerini sağladıkları için batılı devletleri “ikiyüzlü” olarak nitelendirmiştir ve “Bundan utanmalısınız…” demiştir. Kosova, 17 Şubat 2008 pazar günü bağımsızlığını ilan etmiştir.

Kosova’nın bağımsızlığının Bosna-Hersek sınırları içerisinde bulunan Sırp Cumhuriyeti‘nin bağımsızlık taleplerinin artmasına ve Sırbistan içerisinde bulunan Voyvodina özerk bölgesindeki etnik istikrarsızlığın artarak sürmesine yol açması beklenmektedir. Yunanistan ise Kuzey Makedonya bölgesindeki bağımsızlık taleplerinin şiddetlenmesinden endişe etmektedir. KKTC‘nin başarılı bir dış politika ile bağımsızlık yolunda önemli bir adım atması da beklenenler arasındadır.[14][15]

İdari bölümler

Kosova’nın günümüzde idari durumu tek yapılı değildir. İdari yapılardan biri, Şubat 2008 itibarıyla tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Kosova Cumhuriyeti’nin idari yapılanmasıdır. Bir diğeri, NATO’nun bölgedeki yönetiminin (UNMIK) kabul ettiği yapılanmadır. Üçüncü idari yapılanma, Kosova üzerinde hâlen hak iddia edip kendi toprakları içinde kabul eden Sırbistan Cumhuriyeti’nin idari yapılanmasıdır.

DNA Haritam tarafından Türkiye’ye özel satışa çıkarılan Genetik Köken Testi’ni satın almak için tıklayınız.