Peçenekler veya Beçenekler, Göktürk Devleti‘nin sona ermesinden sonra ana yurtları olan Batı Sibirya‘dan, Ural Dağları ve Yenisey Nehri arası bölgeden, köklü şekilde yerleşip kendilerine yurt ettikleri Koban Bölgesine göç edip yerleşmişlerdir. Koban Bölgesini kendilerine merkez edip oradan Kafkaslara, (Hazar ve Karadeniz arasındaki bölgeye) ve Doğu Avrupa Bölgelerine akınlar ve etkileri olmuştur.
Peçenekler, Orta Asya‘dan Avrupa‘ya göç ederek tarihte etkin olmuş; ama devlet kuramamış Türk halklarından birisidir. Daha sonra çoğunluğunun Hıristiyanlığı kabul ettiği ve Avrupa halkları arasında eriyerek yok oldukları ileri sürülür.
Divânu Lügati’t-Türk‘te Peçenekler, Oğuz – Üçok Boylarından oldukları ifade edilir. Bizans devrinde Anadolu’ya göç etmelerinden dolayı [1] “Rum yakınında oturan Türklerden bir bölük“[2] şeklinde tasvir edilerek Peçeneklerin Bizans ile yakınlığı dile getirilmiştir.
1071 yılındaki Malazgirt Meydan Muharebesinde Büyük Selçuklu Devletine karşı Bizansın tarafında yer almışlardır. Sonradan Büyük Selçuklu tarafına geçen Peçenekler, Büyük Selçukluların bu savaşı kazanmalarında önemli rol oynamışlardır.
Kökeni
Peçenekler[3], Oğuz Kağan Destanı‘na göre Oğuz Türklerinin 24 boyundan biri ve Kaşgarlı Mahmud‘a göre Divân-ı Lügati’t-Türk‘te yirmi iki Oğuz bölüğünden “… Ondokuzuncusu; “بآجانآك Beçenek”lerdir. Belgeleri şudur : “[3] şeklinde tanımladığı Oğuzların Üçok kolundan bir Türk boyudur.
Göktürklerin batı kanadını oluşturan Onoklardan meydana gelen Peçeneklerin, 6. yüzyılda Issık ve Balkaş Gölü gölleri çevresinde oturduğu görülmektedir. 8. yüzyılda Oğuzların baskısıyla batıya göç ederek Seyhun nehri dolaylarına yerleştiler. Daha sonra hareketlerine devam ederek Aral Gölü ile Hazar Denizi‘nin kuzey bölgesindeki topraklara yayıldılar.
Peçenek Hanlığı (860–1091) Hudud ul-‘alam min al-mashriq ila al-maghrib (Arapça: حدود العالم من المشرق الی المغرب) tanınmamış bir yazar tarafından 982 yılında yazımı biten, daha sonra Gurluların hükümdarı Abu ul-Harith Muhammad ibn Ahmad’a sunulan Arapça yazılmış bu kitapta Peçenekler Bachanāk-i Turk ve Turkān-i Bachanākī olarak adlandırılmıştır.[4]
Tarih

Peçenek damgası

1030 civarında Peçenekler
Peçenekler, 9. yüzyılın ikinci yarısında Don ve Kuban nehirleri arasındaki bölgeye geldiler. Bu hareketleri nedeniyle Macarları batıya Orta Avrupa‘ya sürdükleri gibi kendileri de Karadeniz’in kuzeyine egemen oldular. Ruslarla bölgenin hakimiyeti için yapılan Peçenek saldırıları 1036 yılında I. Yaroslav tarafından durduruldu.
Peçenekler 1049’da diğer Oğuz boylarının baskısı sonucu Batı Karadeniz ve Balkanlara geldiler. Karadeniz’in kuzeyi ve Balkanlarda 11. yüzyılın sonlarına kadar önemli bir güç oldular. 1048 yılında Tunayı geçerek Bizansa akına başladılar. 1050 yılında Edirneyi kuşatan Peçenekler, 1053 yılında Bizans’ı ağır yenilgiye uğratmışlardır. 1090 yılında Büyük Çekmeceye kadar geldiler. Bu dönemde Bizanslılar batıda Peçenek Türkleri, Anadolu’dan Selçuklu Türkleri, İzmir ve civarında Çaka Bey ile uğraşıyordu.
Peçenekler bu sırada İstanbul’u almak isteyen Çaka Bey ile anlaştılar. Buna göre Peçenekler karadan, Çaka Bey denizden İstanbul’u kuşatacaktı. Bizans İmparatorluğu bu tehlikeden kendini başka bir Türk kavmi olan Kıpçakların yardımıyla kurtuldu. Oğuzlardan sonra Balkanlara gelmiş olan Kıpçaklarla anlaşan Bizans yöneticileri, Meriç kıyısında göçebe iki gücü birbirine kapıştırdılar. Sonuçta Peçenekler Lebounion Savaşı’nda ağır yenilgi aldılar. (28 Nisan 1091)[5]. Bu olaydan sonra Peçeneklerin bir kısmı Macaristan’a çekilerek Macarlara karıştılar. Bir kısmı da Vardar nehri boylarına yerleştiler ve Slavlaştılar. Bir kısmı da Bizanslılar tarafından alınarak Kıpçaklarla birlikte Anadolu’ya Selçuklular’a tampon maksatlı yerleştirildiler. Fakat 1071 Malazgirt Savaşı Bizans ordusunun önemli bir kısmını oluşturan Oğuz-Peçenek-Kıpçak Türkleri saf değiştirdiler.
Peçenekler Karadeniz’in kuzeyinden bugünkü Macaristan topraklarına gelmişlerdir. Peçenekler, atlı göçebe yaşam tarzı sürdürmüşler; fakat bulundukları coğrafyada siyasi bir teşekkül oluşturamamışlardır. 130 yıl kadar Balkanlarda varlıklarını sürdürmüşler ve daha sonra bir kısmı Bizans hakimiyetine girmiş, bir kısmı ise varlıklarını Balkanlar’da devam ettirmişlerdir. Bizans saflarındaki Peçenekler Malazgirt Savaşı’nda Selçuklu tarafına geçmişler ve savaşın Selçuklular tarafından kazanılmasında önemli rol oynamışlardır.

Peçeneklerin I. Svyatoslav’ın “skyth”lerine saldırışı (İoannis Skilicis’in eserinden)
Anadolu’da Peçenekler
Günümüzde hala İç Anadolu’nun çeşitli yerlerinde birçoğu Türkmen geleneğini sürdüren Peçeneklerin yaşadığı bilinmektedir. Eskişehir, Ankara, Aksaray arasında bazı köy ve yer adları da bu görüşü desteklemektedir. (Ankara’nın Altındağ, Kazan, Çamlıdere ve Sincan ilçelerine bağlı Peçenek adında köyler vardır. Eskişehir’in Han ilçesinde Beçene köyü bulunmaktadır. Şereflikoçhisar ve bugün kısmen Aksaray İl sınırları içerisinde arada kalan bir kısım Kırsal Bölgesine ciddi sayıda Peçenekler yerleşmesi olmuş Bizans döneminde, burada Peçenek Çayırı ve bu Çayır boyu bulunan Köylere eskiden bugüne Peçenek Köyleri denilmekte, Ayrıca Şırnak’ın İdil ilçesine bağlı Peçenek adlı bir köy daha vardır.) Bunlarla birlikte Gümüşhane ve Bayburt yöresinde de var oldukları bilinmektedir.
Aliuşağı, Şereflikoçhisar köyü halkının da Peçenek olduğu iddia edilir. 11. yüzyılda Bizans İmparatorluğu tarafından diğer Türk Devletlerine karşı tampon bölge oluşturulmak için İç Anadolu’da Tuz Gölü‘nün doğusuna Aliuşağı’na ve bölge köylere yerleştirilen Peçenekler, burada Müslümanlığı kabul etmişlerdir. İlk ismi Uşak-ı Aliyyiyey-i Peçenek olan Aliuşağı köyü, günümüzdeki Aliuşağı köyünün kuzeyinde Peçenek Çayırının güneyinde bulunuyordu. Köyün ismi Osmanlı İmparatorluğu döneminde Aliuşağı oldu.
Trabzon’un Çaykara ilçesine bağlı Maraşlı (eski adıyla Nefs-i Paçan) köyüne ilk yerleşenlerin Peçenek Türkleri olduğu düşünülmektedir. Kahramanmaraş‘ın Afşin ilçesindeki Berçenek (Tarlacık) ismindeki köyün Peçeneklerden kalma olduğu rivayet edilir.
Bu adda X. ve XI. yüzyıllarda Kara-Deniz’in kuzeyinde ve Balkanlarda mühim siyasi roller oynamış bir Türk elinin bulunduğunu biliyoruz. Bundan başka XI. yüzyılda Peçenek adında bir Oğuz boyu da vardı. Kaşgarlı, Türk Peçenek eli ile Oğuz Peçenek boyunu ayn zikreder.
Şüphesiz Oğuz Peçenek boyu, Türk Peçenek elinin bir parçası olup, Oğuzlar’ın tabiiyeti altına girmiş ve zamanla Oğuzların bir boyu haline gelmiştir. Peçenekler, Bayındır, Çepni ve Çavuldurlar gibi Oğuz-Han’ın dördüncü oğlu Gök-Han’a bağlanmışlardır. Peçenek boyuna alt tahrir defterinde ancak 4 köy adı görülebildi ki2, bunlardan dördü de, diğer boylara ait pek çok yer adlan gibi, Ankara sancağında bulunmaktadır. Bu münasebetle Ankara bölgesinde Selçuklu fethinden beri çok yoğun bir Türkmen kümesinin yaşamış olduğuna bir defa daha dikkati çekelim. XII. yüzyılda Ankara Türkmenlerinin ünü Horasan’a kadar gitmişti.
Ankara sancağındaki Peçenek köyleri Yaban-Ova, Murtaza-Ova ve Kasaba kazalarında bulunmaktadır. Bu köyler adlarım zamanımıza kadar devam ettirmişlerdir. Bunlardan başka yine Ankara’ya bağh Şerefli Koç-Hisar yakınındaki bir vadi de Peçenek-Özü (Peçenek vadisi deresi) adım taşıyor. Yalnız şimdi bu Peçenek-Özü’nde Yeni-İle bağlı Türkmenlerin köyleri bulunmaktadır. Bu durumda Ankara İlinde Yeni mahalle, Altındağ, Çamlıdere, Çubuk kazalarına bağlı dört köy, Ayaş’a bağlı bir ekinlik (mezra) ve Koç Hisar’a bağlı bir vadi Peçenek adım taşımaktadır.
Zamanımızdaki diğer Peçenek yer adlarından biri Bolünün Kıbrısçık kazasında, yine biri Adana’nın Osmaniye kazasında (semt adı), diğer ikisi de Maraş’ın Elbistan kazasında, dördü de Konya bölgesinde bulunmaktadır. Bunlardan başka Beçenek adında Aksaray (Konya) vilayetinde bir çiftliğin, Isparta bölgesinde de iki yer adının var olduğunu biliyoruz.
Fazla olarak Peçene şeklinde biri Su-Şehrine (Sivas), diğeri de Emir-Dağina (Afyon) tabi iki köy görünmektedir ki, bunların da bizim boydan geldiklerinde şüphe yoktur. Reşideddin’de Peçenek boyunun admın Biçene şeklinde yazıldığını biliyoruz.
XVI. yüzyıldaki Peçenek adlı oymaklara gelince, bunlar Haleb Türkmenleri Tarsus Varsakları ve At-Çekenler arasında bulunmaktadır.
1. Haleb Türkmenleri:
Kanuni Süleyman’ın ilk saltanat yıllarında bu topluluk arasmda yaşayan Peçenekler ayn ayn kethüdaların buyruğunda olmak üzere dört kola ayrılmışlardır. Bunlardan Süleyman Kethüda’ya tabi Peçenek kolunun 34 vergi evi, Ahmed, Mustafa ve Ali kethüdaların idaresindeki Peçenek kollarının da 57, 67 ve 109 vergi nüfusları vardır. Bu Peçenekler her ne kadar Haleb Türkmenlerinden iseler de yurdlan o zamanlar Maraş’a, şimdi Adana’ya bağlı olan Haruniye kazasındaki Bayırıdır yöresinde bulunuyordu. Bununla beraber onlara alt ekinliklerin Bularak (Bahçe) ve güneyde Kınık toprağındaki Yarpuz’a kadar uzandığı görülür. Peçenekler bu ekinliklerinde çiftçilik yapmakta ve çeltik dahi ekmekte idiler.
Bu ekinliklerin başlıcaları şunlardır:
Kene Güneş, Pürnek (?), Sısca, Sakızcık, Kuzu Deresi, Tekfur Burcu (Hudu Dağı’nda), Taşlıca-İniş, Çanak-Alanı, Uşacuk Pınarı, Fındık, Büyük Sakız, İncügez, Berkeşlik, Ovacık Pınarı, Gök-Pırıar, Yarpuz, Hüseyinler (Sarvandı-Kaypak- kalesi yalanında). Peçeneklerin Hızır-Hacı, Şah Melik (öteki adı Ali-Kethudalu, yukarıdaki Ahmed Kethüda’nın oğlu), Ekiz ve Yad-Beğlü kolları Haruniye’nin kuzey doğusundaki Hudu Dağı’nda yaylamaktadır. Yalnız bu kollardan Yad-Beğlü, aynı zamanda Hudu Dağı’ndaki Tekfur Burcu’nda kışlayıp yine orada yaylamaktadır. Diğer taraftan Şah-Melik’in bir kolunun da Sarvandı dağında yayladığı görülüyor.
1530-1540 yılları arasında Peçeneklerin vergi nüfusları 473’e, 978(1570) yılında ise 722’ye yükselmiştir. Onlar bu son tarihte şu kollara ayrılmışlardı. İsa-Hacılu (82 vergi evi), Boy acıla (9 vergi nüfuslu), Ekizler (97 vergi nüfuslu) Piri-Beğlü (142 vergi nüfuslu), Şah-Meliklu (31 vergi nüfuslu), Hubillu (3 vergi nüfuslu) Eküz (5 vergi nüfuslu), diğer Boyacilu (7 vergi nüfuslu), Sipahiler (39 vergi nüfuslu). Bunlardan 9 vergi nüfuslu Boyacılu, Güvercinlikte (Elbistan’a bağlı) yerleşmiştir. Peçenekler’in zamanla yeni kethüdalarının adlarım aldıkları görülüyor.
993 (1585) yılında Maraş ve Güvercinlik kadılarına yazılan bir hükümde Peçenek taifesinden Seyyidi Gazi ve Kanln Mehmed’in yol kesici olup yine Peçenek taifesinden Hasan Ali Fakih’i öldürdükleri, aynı taifeden Kara Ahmed oğlu Mustafa’nın da Seyyidi Vakkas’ın evini bastığı yazılarak bunların yakalanıp muhakemelerinin yapılması emrediliyor. Bu Peçenekler yukarıda Güvercinlikte yerleştirildiklerini söylediğimiz Peçenekler’dir.
Sultan İbrahim devrinde (1639-1648) yine Haleb Türkmenlertne bağh olan Peçenekler Gebe oğlu Ali Beğin idaresinde olmak üzere, beş oba halinde idiler:
Berayirlu (40 vergi nüfuslu), Ekizler (13 vergi nüfuslu), Hızır-Hacılu (29 vergi nüfuslu), Hamudlu (12 vergi nüfuslu), Bayırlı (13 vergi nüfuslu). Şu son durum Peçenekler”den çoğunun tamamiyle yerleşmiş olduğunu veya tahrire girmediğini gösteriyor. Bunlar nereye yerleştiler? Peçeneklerden mühim bir kısmın, bahsedilen yaylaklarda yerleşmiş oldukları kesin bir şekilde söylenebilir. Peçeneklerin Bayındır’daki kışlak yurdları bugün de Peçenek adını taşıyorsa da orada ancak Tecirlilere mensup köylüler görülebiliyor.
2. Tarsus:
Bu bölgedeki Peçenek varlığı çok ehemmiyetsiz olup, ancak 9 vergi evinden müteşekkildir. Bu Peçenekler Tarsus’un büyük boylarından Kuş-Temür (Koş Temür) boyu obaları arasında bulunuyor. Bu husus bu iki teşekkül arasında bir oymak akrabalığının mevcudiyetini ifade edebilir.
3 .At-Çeken:
Sonuncu Peçenek varlığı da At-Çekenler arasında görülüyor. I. Selim devrinde Turgut kazasında yaşayan bu Peçenek oymağının vergi nüfusu 34 idi. Bu Peçenek oymağının kalabalık bir Peçenek varlığının kahnüsı olduğu anlaşılıyor. Çünkü, yine Turgut kazasında Peçenek adlı bir köy olduğu gibi, bu kazaya yalan yörelerde de aynı adda bazı yer adlan vardır.
DNA Haritam tarafından Türkiye’ye özel satışa çıkarılan Genetik Köken Testi’ni satın almak için tıklayınız.