Süryaniler (ܣܘܪ̈ܝܝܐ: Suryoye), Aramice konuşan ve dünya genelinde dağınık olarak yaşayan Hristiyan halk.

MS 3743 yılları arasında elçilerin lideri Mor Petrus tarafından Antakya’da kurulmuş ve kısa zamanda bütün Orta Doğu‘ya bu inancı müjdelemiştir. Kilisenin ve bazı mensuplarının kullandığı dil İsa’nın da konuştuğu Süryanice (Aramice)’dir.[31] Kilise patriklik merkezini birçok kez değiştirmek zorunda kalmıştır. Patriklik merkezi 1963 yılından beri Suriye’nin başkenti Şam’da bulunmaktadır. İlk patrik olan Mor Petrus’tan günümüze 122 patriğin başkanlık ettiği kilisenin şu andaki patriği 123. patrik olan Moran Mor İğnatiyos Efrem II’dir.

Günümüzde dünyada 3 milyonu aşkın Süryani bulunmaktadır.[32](Süryani Ortodokslar, Süryani KatoliklerMelkitler (Melkit Katolikler), Syro-Malabarlar vb.). 3,5 milyonu Hindistan’da olmak üzere yaklaşık 5,5 milyon Süryani Ortodoks’un dini liderliğini Patrik Moran Mor İğnatiyos I. Zekka Iwas ve ona bağlı olan Hindistan’da bulunan Doğu Mafiryanı Mor Baseliyos I. Toma ve 40 metropolit yapmaktadır.

İstanbul Süryanileri

Türkiye’de 20.000′ i aşkın Süryani’nin 15.000’i İstanbul’da yaşamaktadır.[33][34] Süryaniler İstanbul dışında başlıca MardinMersinDiyarbakırAdıyamanElâzığAnkaraİzmirMalatyaŞanlıurfaGaziantepAntakyaAntalya ve Adana’da yaşamaktadır.

Süryaniler’in İstanbul ile buluşması yüzyıllar öncesine dayanmaktadır. Özellikle Bizans İmparatoru Konstantin’in annesi Heleni, İmparator I. Justinianus’un eşi Theodora ve İstanbul’un ilk metropoliti Altın ağızlı Mor Yuhanna (Yuhanna Chrisostom) İstanbul tarihine önemli izler bırakan Süryanilerden sadece birkaçıdır.

Günümüz İstanbul Süryani Abraşiyesi 1950‘lerde başlayarak 1980‘lerde hız kazanan Doğu ve Güneydoğu Anadolu’dan göç ile oluşmaya başlamıştır. 19. yüzyılda Patrik IV. Petrus tarafından kurulan Tarlabaşı’nda bulunan Meryemana Kilisesi daha sonra 1950’li yıllarda ihtiyaç sebebiyle zamanın Mardin Metropoliti Mor Filüksinos Yuhanna Dolabani’nin başkanlığında genişletilir. Daha sonra Mardin’de Metropolit Yuhanna Dolabani’nin vefatından sonra Horiepiskoposlar tarafından ruhani liderliğinin yapıldığı İstanbul Süryani Ortodoks Kilisesi 1986 yılında Moran Mor İğnatiyos Zeka Iwas tarafından Şam’daki patrikhanede görkemli bir törenle Mor Filüksinos Yusuf Çetin‘i ‘İstanbul Abraşiyesi Ruhani Liderliği’ne resmetmiştir.

Ankara ve İzmir’i de içeren, 2002 yılında Mersin, Adıyaman, Şanlıurfa, Malatya, Gaziantep, Elazığ ve Adana yörelerinin de bağlandığı İstanbul Abraşiyesi Metropolit Mor Filüksinos Yusuf Çetin’in başkanlığında 1 horiepiskopos 5 papaz 2 rahibin ruhani liderliğinde, vakıf yönetim kurulu ile aktif olarak varlığını sürdürmektedir. Süryani Kadim Kilisesi‘inde Patriğe bağlı 20 Metropolit bulunmaktadır. Bunların 4 tanesi Türkiye’de bulunur.

Irak Süryanileri

 Süryaniler 4000 yıldır Mezopotamya ‘da yaşıyor.Başka bir deyişle bugün Türkiye ,Irak ve Suriye devletlerinin bulunduğu bölgenin ilk sakinleridir.Kudüs’ten sonra Hıristiyanlığı kabul eden ilk müminlerde Antakya’da oturan Süryanilerdi. Süryani kilisesi Antakya’da kurulan bu ilk inananlar topluluğun mirasçısıdır.En eski kiliselerden biridir

    Süryani halkının kökeni ile ilgili yoğun tartışma , özellikle Süryanilerin Ortadoğu’dan Avrupa ve Amerika ‘ya göçünden sonra başladı . bu süreçte Süryanilerin kökeni konusu fazlasıyla öne çıktı..Fikirler ve fikir ayrılıkları ortaya çıktı.bir taraftan Süryani aydınlarının oluşturdukları ve adına ‘Asurcu’ dedikleri grup, diğer taraftan bunlara karşıt ve daha muhafazakar kanadı oluşturan ve kendilerini ‘ Aramici ‘ olarak niteleyen grup.Asurcular öncelikle siyasal bir toplum olma iddiasını taşıyorlar.Aramiciler ise Hıristiyanlık inancı temelinde birlik ve beraberliklerini koruma fikrini benimsemekte .Bunların dışında kalan bir grup tarihçi , Süryanilerin kökenini ‘tüm eski Mezopotamya halklarına dayandırma eğilimindedir.Asurcular tarih tezlerini ,Mezopotamya’da imparatorluk kurmuş  Asur ve Babil’e dayandırıyorlar. Aramiciler de aynı şekilde tezlerinde tarihlerini Mezopotamya da yaşamış Aramiler de bulmaya çalışıyor.

       Ancak son yıllarda bu ayrım önemini giderek yitiriyor.Taraflar artık birbirini tümden reddetmiyorlar .Gruplar  diyaloga açık duruma geldi.. her zaman olmasa da gruplar ortak paydalarda beraberce faaliyet göstermekten kaçınmıyorlar.

     Aslında Asur,Süryani ve Arami ile anlatılmak istenen halk hep aynıdır.Eski Mezopotamya kültürünü taşıyan ,Hıristiyan olan ve Ortadoğu da Süryani (asuri) olarak tanınan halktır söz konusu olan.bu halk İran ve Irak da daha çok ” Asur ” adıyla tanınırken , Türkiye ve Suriye de aynı halk için   “Süryani ” adı kullanılıyor.Süryani kelimesi özellikle Hıristiyanlıktan sonra yaygınlık kazanmıştır ve Hıristiyan olan yukarı Mezopotamya halkını belirtir. Asurlu kelimesi ise İsa dan önceki yukarı Mezopotamya halkı için kullanılıyor.Başka bir deyişle Süryani halkının  genel ve etnik kökeni belirtmek istendiğinde Asurlu , bu halkın özellikle Hıristiyanlıktan sonraki dönemi ile kilise tarihi anlatılmak istendiğinde “Süryani” denmesi daha anlamlı olur.

TARİH

      Süryanilerin İsa’dan önceki tarihleri, eski Mezopotamya’daki milletlerin tarihidir.İÖ ki dönemde iki önemli olay yukarı Mezopotamya’daki halkların bölgeye daha da dağılmasına ve halkların birbirleriyle kaynaşmalarına yol açtı.Birincisi Aramiler in Mezopotamya ya sızmaları ; ikincisi ise Asur imparatorluğu ve sonrasında Babil devletinin yıkılması sonucunda  oluşan yeni durum idi . Bu durum eski Mezopotamya halkları arasında büyük bir kaynaşma yaşattı. Çünkü yabancı bir güç vatanlarını istila etmiş ve onları tutsak etmeye çalışmıştı.Yabancı egemenliği altındaki bu halklar , aynı dili konuşuyor ( aramca nın lehçeleri ) benzer örf ve adetleri yaşıyorlardı.bu etkenler bu milletin kaynaşmasını hızlandırıyordu.

     (Bu arada Suriye çölünde göçebe veya yarı göçebe bir hayat süren Aramiler İÖ 12.yy’ın başında  Mezopotamya ya sızmaya başladılar.bu sızma çeşitli Arami kabilelerinin Fırat ile Dicle nehirleri arasına girmeye başlamalarınla başladı.Bu kabileler Asur bölgesinde bulunan kentlere baskınlar yapıyor, kent ve köyleri yakıp yıkıyor,halkı köleleştiriyor ve Asur şehirlerinden ganimetler topluyorlardı.Bu akınlardan korunmak için vadi ve ovalarda oturan halk dağlara kaçıyor ve kentlerin nüfuzu azalıyordu.Asurlu halk kuzey ve kuzey-doğu ( urmiye bölgesi) bölgelerine kaçıyorlardı.Fakat aramilerin bu saldırıları İÖ 10.yy da azaldı ve giderek yok oldu.Çünkü Mezopotamya ya yerleşen Aramiler  aşama aşama yerleşik hayata geçtiler ve Asurlu halkla kaynaştılar.Aramilerin akınları da bundan dolayı sona erdi.Bu sırada Asur’da kendini toparlamış ve karşı saldırıya geçmişti.Ve daha İÖ 8.yy da Asur un saldırısı sonucunda , tüm arami devletçikleri ortadan kalktı.Böylece Aramiler Asur un siyasal otoritesi altında birleşmiş oldular.Bu durum Aramilerin  Asurlular ile kaynaşmalarını daha da hızlandırdı.)

     Hıristiyanlıkla  birlikte bu halklar daha da kaynaştılar.Çünkü aynı dil ve benzer örf ve adetler yanında artık aynı dine de sahiptiler . böylece  tüm eski halkların Asurlu, Akadlılar, Babilliler ve Aramilerin temeli üzerine yeni bir halk doğdu; Süryaniler.

     Böylece büyük bir kaynaşma yaşayan bu halklar giderek dinsel ağırlıklı bir kültür yarattı..Bir yerde Hıristiyanlıkla birlikte eski Mezopotamya milletleri Hıristiyan inancın merkez olduğu bir kilise ve aynı zamanda bir millet ( Süryanilik ) oluşturdu.

Arami-Asurlu Tartışması

Son dönemlerde Süryanilerle ilgili önemli tartışmalardan birisi bu etnik grubun Asurlulardan gelip gelmediğidir. 1836’da Irak’ta ortaya çıkan Asurilik veya Aşurilik görüşü olup Nasturilerden ayrılmış bir gruptur. 1968’de Vatikan’a iltihak etmişlerdir. Süryani Kadim Kilisesi‘nin resmi açıklamasına göre[40]; “Aramice konuşan Süryaniler, tarihin belirli bir döneminde Asurlularla aynı coğrafyayı paylaşmışlardır ve Asur kökenli değillerdir. (1) Aramice yazılmış olan yazıtlar (Bunlardan birkaçı küçük krallıklar yöneticileri tarafından yazılmışlardır.)  (2) Asur Krallarının, Arami Krallıklarına karşı seferlerini kaydettikleri yıllıklar ve (3) Kutsal Kitap’taki “Samuel, Krallar ve Tarihler Kitapları” bölümleri bu ayrımı yeteri kadar net bir şekilde ortaya koymaktadır.”[41]

DNA Haritam tarafından Türkiye’ye özel satışa çıkarılan Genetik Köken Testi’ni satın almak için tıklayınız.