Yunanlar (Modern Yunanca: Έλληνες Modern Yunanca telaffuz: [ˈelines]), yaygın olarak günümüz Yunanistan topraklarında yaşayan etnik gruba verilen addır. Yunanların MÖ 20. yüzyılda kitleler hâlinde Balkan Yarımadası‘nın güneyine göç ettiklerine inanılır. Yunanlar zaman ile Anadolu‘da ve Karadeniz sahillerinde ticaret kolonileri kurmuşlar ve gerek Anadolu‘da gerek Yunanistan’da uzun yıllar hüküm sürmüşlerdir. Roma İmparatorluğu‘nun giderek güç kazanması ile bağımsızlıklarını koruyamamışlar ve Roma egemenliği altına girmişlerdir. Roma İmparatorluğu’nun kalıcı tetrarşiye giderek ikiye ayrılması ile doğu kanadında Bizans İmparatorluğu kuruldu. 1000 yıldan fazla tarih sahnesinde rol oynayan Bizans İmparatorluğu, Osmanlı Devleti‘nin Konstantinopolis‘i fethetmesi ile yıkıldı, Trabzon ve Mora’nın alınması ile de dirilme umutlarını kaybetti. Osmanlı Devleti, İstanbul’daki Ortodoks kilisesinin şehirde kalmasına izin verdi ve bu nedenle Yunanlar uzun yıllar göç etmeden Osmanlı egemenliği altında yaşadılar. Fakat bunun yanında şehir alındığında birçok bilim insanı ve filozof Avrupa‘ya göç etti.[kaynak belirtilmeli] Osmanlı egemenliğindeki Yunanlar 1832‘de Osmanlı Devleti’nden ayrılarak kendi krallıklarını kurdular. 1923 yılında Lozan Anlaşması ile Türkiye‘de yaşayan Rumlar ve Yunanistan’da yaşayan Türkler nüfus mübadelesi sonucunda yer değiştirdi. 1923‘te 12,4 milyon[27][28][ölü/kırık bağlantı] olan Türkiye nüfusundan 1,2 milyon Yunan ayrıldı.[29] Buna karşılık 5 milyon[30] nüfuslu Yunanistan’dan 500.000 Türk Türkiye‘ye göç etti.[29]

Türk Dış Politikası’nın odak noktalarından birisi olan Yunanistan Devleti ve bu ülkenin halkını tanımlarken, tarihçiler ve siyasetçiler tarafından dört farklı sözcük kullanılmaktadır. Bunlar; Rum, Helen, Yunan ve Grek kelimeleridir.

Çalışma süresince, hem tarihi anlatılarda yer aldığı şekliyle, hem de kültürel boyutuyla sıklıkla kavram kargaşası yaratan bu sözcükler incelenerek, tanımsal çerçevede açıklanmaya çalışılacaktır.

      1)Rum Sözcüğü

TDK (Türk Dil Kurumu) tanımlarından ilkine göre Rum sözcüğü: “Müslüman ülkelerde oturan Yunan asıllı kimse” şeklinde bir ifadeyle kendisine karşılık bulurken, tarihsel bağlamıyla: “Doğu Roma İmparatorluğu sınırları içinde yaşayan, Roma yurttaşı haklarına sahip olan halk” anlamını kazanmaktadır. Kurumun 3. ve son nitelendirilmesiyle Rum tanımı,“Anadolu” anlamına kavuşmaktadır. [1]

Kökeni itibariyle Rum kelimesi, “Romeos” sözcüğünden gelmektedir. Romeos,“Romalı” demektir. Bu yönüyle kelime Roma İmparatorluğu’na atıfta bulunur.

Paralel şekilde uzun çağlar boyunca Anadolu’da yaşayan toplumlar için de “Romalı” sözcüğü kullanılagelmiştir. Türkmenlerin Anadolu’ya gelişine dek, Anadolu coğrafyası Latin ve Rum kültürlerinin etkisi altında, Hıristiyanlığın hüküm sürdüğü bir dönemden geçmekteydi. Büyük İskender’in startını verdiği Helenizmi takiben, Hıristiyanlığın Anadolu’da kendisine yer bulmasıyla birlikte, Hıristiyanlık Anadolu’da baskın din haline geldi. [2] Rumlar, mezhep olarak Hıristiyanlık dininin Ortodoksluk koluna mensupturlar.

Osmanlı’daki Millet Sistemi gereği, Rum tanımı içerisinde Ortodoks Hıristiyanların tamamı girmekteydi. Diğer yandan az da olsa Katolikliğe geçiş yapmış Rum toplulukları da vardır. Türk olan ancak inancı nedeniyle (Ortodoksluk) Rum kabul edilen Karaman Türkleri, Karadeniz, Kıbrıs ve Adalar’da yaşayan Rumlar da Millet tanımı gereği konumları değişen diğer Hıristiyan gruplardandı. Rum adıyla anılan, ancak Rum kökenli (Helen soylu) olmayan ünlü Anadolu düşünürlerinden birisi de Mevlana Celaleddin-i Rumi idi. Takip eden devirde Osmanlılar 1540’lara kadar Balkan coğrafyasında fethettikleri yerlerde oluşturdukları bölgeye “Rumeli” adını vermişlerdir. [3]

Niğbolu Savaşı’ndan sonra Mısır’da bulunan Abbasi Halifesi, Yıldırım Bayezit’e “Sultan-ı İklim-i Rum” ünvanını vermiştir. [4]Aynı şekilde, İlk etkileşimlerin görüldüğü dönemi takiben Rum kelimesinin eski Türk kaynaklarındaki hali “Purum” şeklindeydi. [5]

Rumların hamisi konumunda beliren ve dinen bağlı oldukları kurum ise, İstanbul’da bulunan Fener Rum Patrikliği idi. İbadet dilinin Rumca olduğu patriklik, 1870 yılında Bulgarların kendi eksharhanlığını (Bulgar Kilisesi) kurması üzerine milli bir kimlik kazanmış ve “Rum Kilisesi” olarak adlandırılmaya başlanmıştır. O döneme değin Osmanlı Devleti’nde geçerli olan millet sistemi uyarınca Bulgarlar Rum-Ortodoks milletine mensup addedildiklerinden, böyle bir makama ihtiyaç duyulmamıştı. [6] Lozan Barış Antlaşması’yla dini misyonu dışında tüm özellikleri törpülenen Rum Kilisesi, cemaati olan İstanbul Rumları nedeniyle kentte  kalmaya devam etmiştir.

Rumların kullandığı dil olan Rumca, Kıbrıs ve Adalar’da çok küçük şive farklıları göstermekle birlikte, Yunanca’nın aynısı sayılabilir. Benzer şekilde Kıbrıs Rumlarının günlük dilinde, aradaki ortak yaşam ve kültür bağlarını göstermesi babında mühim birer örnek olarak gösterilebilecek, birçok Türkçe sözcük yer almaktadır.

Bunlardan bir kısmı şöyle özetlenebilir; Αγαλλίκκιν Rumca Okunuşu: Ağalikkin Türkçe’deki Karşılığı: “Ağalık”. Άζκαλτι Rumca Okunuşu: Az kaltı. Türkçe’deki Karşılığı: “Az kaldı”. Rumca’daki küfür sözcüklerinin çoğu Türkçedir. [7] Αβρατίνί Rumca Okunuşu: Avradini Türkçe’deki Karşılığı: “Avradını”. Αλλάβερσιν Rumca Okunuşu: Allaversin. Türkçe’deki Karşılığı: Allah Versin [8] Diğer bazı benzer kelimeler de; soi “soy”, xύi: “huy”dur. [9]

İki toplumun edebi eserlerinde birbirlerine müspet mahiyette yer ayırdıkları da bilinmektedir. [10] Bunun yanı sıra, Yunanistan’da erkekler arasındaki eşcinsel ilişkileri hukuken tanımlamak için, ironik bir biçimde;  ‘Othomaniko Dikeo’, ‘Osmanlı Hukuğu’ terimi kullanılır. Bu sayede, bu ilişki türü Türklerle ilişkilendirilir. Batılılar ise aynı tanımı “Greek Way” şeklinde yaparlar. [11]

      2) Helen Tanımı

Büyük İskender, M.Ö 333 yılında Persleri mağlup ettikten sonra ulaştığı gücün neticesinde Akdeniz ve Anadolu coğrafyasında kendi kültürünü yayma olanağı buldu. [12] Bu noktada Yunan-Makedon ortak kültürünün ürünü “Helenizm” ortaya çıktı ve kısa sürede taraftar topladı. Bu kültürün etkisiyle Helen uygarlığı inşa edilerek, mimari ve sanatta yeni bir stil yaratıldı.  Yunanca bölgenin Lingua Francası (Başat Dil) olarak dini kapsama ulaştı. [13]

Ulusçuluğun kendisine yer bulmaya başladığı 18. yüzyıl boyunca, özellikle de bu devrin ikinci yarısında, Yunanlılar arasında Antik Helen dünyasına atıflar yapılmaya başlandı.   Yunanlılar ve bilhassa aydınlar arasında Antik Yunan isimleri seçilir oldu. Eski metinler çevrildi. Bu süreçte Bizans dışlandı. [14]

Yukarıda tarihsel bağlamını ortaya koyduğumuz Rumlar, kendilerini daha çok Helen olarak tanımlamaktadırlar. Bu noktada Rum ve Yunan sözcüğünden hazzetmediklerini söylemek gerekmektedir. Helen sözcüğünün yarattığı tarihi atıf, burada belirleyici rol oynamaktadır. Yunan tarihçiler, bir Latin ülkesi olan Roma İmparatorluğu’nun Doğu Roma yıllarından itibaren kademeli olarak Helenleştiği görüşünü savunurlar. Bu argüman, Yunan-Helen kültür ortaklığının bir uzantısı olarak yansıtılır. Bugün adını Yunanistan olarak bildiğimiz komşu ülkenin resmi adı “Helen Cumhuriyeti’dir. Yunanca’da “Helen Ülkesi” adı, “Ελλάδα, Ellada” olarak kendisine yer bulur.

        3)Yunan Bağlamı

Yunan kelimesi, Yunanistan devlet sınırları içerisinde yaşayan ve vatandaşlık bağıyla bu ülkeye bağlı olan kişileri tanımlamak için kullanılır. Kelime, daha çok politik kimlik arz eder ve Yunanistan ülkesinde yaşayan insanlar için tarihsel bir atfı söz konusu değildir.

Yunan kelimesinin kullanımı özellikle Kurtuluş Savaşı yıllarında yoğunlaşarak Türk literatürüne girmiştir.“Yunan Ordusu”, “Yunan Emperyalizmi” gibi kalıpların yaygın kullanımı nedeniyle tanınır olmuştur. Diğer yandan, bir sözcük olarak “Yunanlılar” kelimesi ile, “Yunan” kelimesi arasında hiçbir fark yoktur. Bu iki sözcük de aynı milleti tanımlarlar. Aynı şekilde, Türk Edebiyatı’nda da temelde bir Yunan-Rum ayrımına gidilmez. [15]

         4) Grek İfadesi

Modern Yunanistan, 1821’de Osmanlı Devleti’nin İngiltere, Fransa ve Rusya karşısında aldığı yenilgiler sonucu Mora Yarımadası ve Atina’da Yunan Krallığı adı altında bir devletin kurulmasıyla başlayan dönemdir. Yunan Krallığı’nın kurulmasını takiben, ilk Yunan Kralı olarak Bavyeralı aristokrat bir aileden gelen Otto isminde bir Alman atandı.

19.Yüzyılda ortaya çıkan bu yeni gelişme üzerine, Batılı tarihçiler, Yunanlar ile Osmanlı arasındaki bağları koparmak maksadıyla, bu tanımın sahasını genişleterek yeni bir anlam atadılar. Batılı tarihçiler bu noktada Grek sözcüğünü buldular. Bugün Yunanistan isminin İngilizcedeki karşılığı Greece’dir. Yunanlar için ise Greek kelimesi kullanılır.

Bu tanımlar arasında oluşan kargaşa, tarihçilerin baz aldıkları kaynaklar uyarınca farklılık gösterebilmektedir. Şayet Türk kaynakları göz önünde bulunduruluyorsa Osmanlı Tebaası olan Rumlardan, “Rum” sözcüğü kullanılarak bahsedilir. Diğer yandan Yunan tarihçileri Helen sözcüğünü daha çok sahiplenmektedir. [16] Farklı dillerde yayın yapan tarihçilerin ise Grek sözcüğünü tercih ettiğine rastlanmaktadır.

        Sonuç

Çalışmada bahse konu edinen dört kelimenin de tanımlamak istediği millet aynı millettir. Hepsi Yunan milletinden bahis açıldığında, sözcüklerin tarih okuyucularında yarattığı kavram karmaşası, bağlamları ve kullanım amaçları bilindiğinde daha anlamlı bir zemine oturmaktadır. Bu noktada, Yunan-Türk tarihçilerin kullanım tercihleri bilinmelidir. Yunanların Helen, Türklerin Osmanlı devri için Rum; Cumhuriyet devri için ie Yunan sözcüğünü uygun gördüğü ve çalışmalarında ele aldığı göz önünde bulundurulmalıdır.

Din

Yunanlar tarih öncesi dönemden beri pek çok inanca mensup olmuşlar, bunların ilki çok ilahlı Helen dinidir. Günümüzde Yunan halkının büyük çoğunluğu Hristiyanlığın Ortodoks mezhebine bağlıdır. Osmanlı egemenliğine girdiği zamanlarda Helenlerin hatrı sayılır bir kısmı müslümanlaştırılmıştır. Bugün Yunanistan‘daki Müslüman azınlığın neredeyse tümünü Pomaklar (35.000), ÇingenelerArnavutlar, Afrikalılar ile Türkler oluşturur.

Dil

Yunanistan‘da resmî dil Yunancanın Dimotiki şivesidir. (Yun. δημοτική “Dimotiki” okunur) 1976‘dan beri Yunanistan’ın ve Kıbrıs Cumhuriyeti‘nin resmî dilidir.[kaynak belirtilmeli] Yunanca (Ελληνικά – Elinika) 3.000 yıllık bir geçmişe sahiptir. Hint-Avrupa dil ailesine aittir. Antik Yunanca Klasik Yunan uygarlığının dili olarak kullanılmıştır. Modern Yunanca Antik Yunancadan oldukça farklı olmakla beraber köken olarak ona dayanır. Yunanca, Yunan alfabesi kullanılarak yazılır.

Modern Yunanca dünyada, çoğunluğu Yunanistan’da olmakla beraber, AvustralyaAlmanya ve Amerika Birleşik Devletleri‘nde yaşayan yaklaşık 15 milyon kişinin anadilidir. Türkiye’de anadili Yunanca olan yaklaşık 2.000 Rum olduğu sanılmaktadır. Bunların hemen hemen hepsi İstanbulGökçeada ve Bozcaada‘da yaşar.[kaynak belirtilmeli]

Şiveler

Demografi

Yunan Diasporası’nın en geniş olduğu ilk 50 ülke

Bugün dünyada yaklaşık 13 milyon[31] başka kaynaklara göre 14-17 milyon[32] Yunan’ın olduğu sanılmaktadır. Anavatanda yaşayanların yanı sıra diğer ülkelerde çalışan, gurbette olan birçok etnik Yunan vardır. Avrupa‘nın hemen her ülkesinde, Amerika‘da ve Avustralya‘da Yunanlar bulunur.

1 milyondan fazla

500.000 – 1 milyon arası

100.000 – 500.000 arası

25.000 – 100.000 arası

1.000 – 25.000 arası

İtalya Arjantin Gürcistan Kazakistan
İsveç Özbekistan İsviçre Romanya
Türkiye Yeni Zelanda Hollanda Mısır
Bulgaristan Çek Cumhuriyeti Moldova Macaristan
Lübnan Polonya Suudi Arabistan Lüksemburg
Kamerun Ermenistan Venezuela Zimbabve
Uruguay Meksika Suriye

1.000’den az

Panama Zambiya Kırgızistan Danimarka
Etiyopya Makedonya Ürdün Norveç
İspanya Bahamalar Nijerya Tanzanya
İsrail Sudan Azerbaycan Peru
Litvanya Malavi Kolombiya Cibuti
Finlandiya Portekiz Kuveyt Letonya
Japonya Çin

DNA Haritam tarafından Türkiye’ye özel satışa çıkarılan Genetik Köken Testi’ni satın almak için tıklayınız.